AKP hükümeti otoriter uygulamalarını arttırıyor ve eğitimde baskıcı uygulamalarını tırmandırarak toplumu kutuplaştırıyor, bölüyor. Eğitimin demokratik, bilimsel ve laik bir içerikte örgütlenmesi, herkesin anadilinde eğitim alabilmesi için Eğitim-Sen, Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekler Federasyonu, Alevi Vakıfları Federasyonu ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin çağrısıyla ve “Laik, Bilimsel, Anadilinde Eğitim ve Demokratik Yaşam” şiarıyla 13 Şubatta bir günlük uyarı boykotu yapıldı. Öğrenciler boykot, öğretmenler grev yaparken, pek çok ilde basın açıklamaları ve yürüyüşler gerçekleştirildi.
Ankara’da Kızılay/YKM önünde toplanan ABF, ADF, AVF, PSAKD, Eğitim Sen, çeşitli partiler ve demokratik kitle örgütleri Milli Eğitim Bakanlığına bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüş sırasında; “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”, “Laik, Bilimsel, Anadilde Eğitim” sloganları atıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı önüne gelindiğinde düzenleyici kurumların temsilcileri birer konuşma yaptı. İlk konuşmayı Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca yaptı. Karaca, sözlerine şöyle başladı: “Bugün burada Türkiye’nin dört köşesinde olduğu gibi; laik eğitimden, bilimsel eğitimden, anadilinde eğitimden, demokratik yaşamdan yana tavrımızı göstermek için bir aradayız.” Boykota çağrı hazırlıkları çerçevesinde yapılan bildiri dağıtımlarında polisin birçok ildeki saldırılarına değinen Karaca, bugün de bu saldırıların devam ettiğini söyledi. Açıklamasının devamında AKP’nin eğitim alanındaki gerici uygulamalarından bahseden Karaca, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Hükümete bir kere daha sesleniyoruz: Bu toplumu gericileştirmekten vazgeçin. Eğitimi, çocuklarımızı siyasal ideolojinize malzeme yapmaktan vazgeçin. Buradan bir kere daha sesimizi duyun istiyoruz. Eğitimde yüzlerce sorun var. Bu toplumun yüzlerce sorunu var. Bu sorunların çözümü noktasında davranın. Yoksa mücadelemiz bununla bitmeyecek. Tüm Türkiye’de bütün toplumsal kesimleri kucaklayan yeni eylem turlarıyla alanlarda olmaya devam edeceğiz. Çocuklarımızı, geleceğimizi size malzeme yaptırmayacağız.”
Karaca’nın ardından Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Fevzi Gümüş konuştu. Gümüş, konuşmasına çocuğunu okula göndermeyen velileri, okula gitmeyen öğrencileri, greve katılan eğitim emekçilerini selamlayarak başladı. Yıllardır zorunlu din dersinin kalkması için mücadele verdiklerini fakat AKP’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını uygulamadığını belirten Gümüş, AKP’nin 12 Eylül’ün yasakçı zihniyetini uyguladığını söyledi. Gümüş, AKP’nin karanlığına teslim olunmayacağını ifade ederek sözlerine son verdi.
Gümüş’ün ardından söz alan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Müslüm Doğan, Alevilerin yüz yıllardır asimilasyona uğradığını ama bugün sivil itaatsizlikle buna boyun eğmeyeceklerini belirtti. Doğan sözlerini şöyle sonlandırdı: “Aleviler özgür, demokratik bir ülke inşa edene kadar bu mücadelede yoldaşları ile beraber alanlarda olacak. Zorunlu din derslerine hayır diyecek. Artık sivil itaatsizlik içerisinde çocuklarımızı zorunlu din derslerine sokmayacağız. Bunun mücadelesini vereceğiz.”
Yapılan konuşmaların ardından basın açıklaması sona erdi. Kitle sloganlarla dağıldı.
İstanbul’da da Beyazıt tramvay durağında toplanan kitle, tramvay yolundan sloganlar eşliğinde İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne yürüdü. Yürüyüş sırasında “Laik, Bilimsel, Anadilde Eğitim”, “Gerici, Irkçı Eğitime Hayır”, “Karanlığa Teslim Olmayacağız”, “Saraylara Değil Eğitime Bütçe”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!” sloganları atıldı.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne gelindiğinde ilk sözü Alevi Bektaşi Dernekler Federasyonu yönetim kurulundan Uğur Bilgin aldı. Bilgin, mevcut eğitim sisteminin, düzene hizmet edecek yeni nesiller yaratmak için kullanıldığını belirterek, zorunlu din derslerinin kaldırılması gerektiğini söyledi. Bilgin, sözlerini “yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın demokrasi mücadelemiz” diyerek sonlandırdı. Bilgin’in konuşmasının ardından basın açıklamasını Eğitim-Sen İstanbul 1 Noʼlu Şube Başkanı Hüseyin Özev gerçekleştirdi. Özev, AKP hükümetinin eğitimde bilimsel, laik ve demokratik ilke ve değerleri temel almak yerine, farklı din, mezhep ve kimlikleri yok sayan ayrımcı, ötekileştirici bir politika uyguladığını belirtti. Özev, şöyle konuştu: “Hiçbir toplum birbirinin aynı ve tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı değerleri benimsemiş insanlardan oluşmamaktadır. Devletin bütün inanç, kimlik ve dünya görüşleri karşısında eşit mesafede ve tarafsız olması gerekirken, sadece belli bir inanç sisteminin kural ve ibadetini okullarda bütün öğrencilere dayatması kabul edilemez. Devlet, kişisel bir alan olan inanç alanından elini tamamen çekmeli, inançları kendi çıkarları için istismar etmekten derhal vazgeçmelidir.” Özev sözlerine, eşit, özgür ve demokratik yaşamdan yana olan bütün ilerici emek ve demokrasi güçleri ile birlikte iktidarın dayatmalarına, asimilasyoncu politikalarına karşı sonuç alıncaya kadar mücadele edeceklerini ekledi. Basın açıklaması sloganlarla son buldu.
İzmir’de gerçekleştirilen yürüyüş esnasında ise polis gazla ve TOMA’larla saldırarak çok sayıda emekçiyi gözaltına aldı. AKP hükümetinin bu saldırısı da çeşitli kentlerde düzenlenen eylemlerle protesto edildi.
link: Marksist Tutum, Türkiye’nin Dört Bir Yanında Okullar Boykot Edildi, 14 Şubat 2015, https://marksist.net/node/3965
AKP’nin Polis Devleti Uygulamaları ve “İç Güvenlik” Paketi
Teknoloji Kimin İçin Gelişiyor?