Kapitalizm tarihinin en derin ve uzun süreli krizlerinden biriyle boğuşuyor. Tarihsel bir sistem krizi niteliğindeki bu derin bunalım, giderek şiddetlenen bir emperyalist paylaşım savaşını, ileri ülkelerde bile faşist ve ırkçı hareketlerin güç kazanmasını, demokratik hakların budanıp polis devleti uygulamalarının artışını da beraberinde getiriyor. Bugün parçalı biçimde cereyan eden Üçüncü Dünya Savaşı giderek daha da şiddetleniyor, daha da yaygınlaşıyor ve daha fazla ülkeyi içine çekiyor.
Sistem kriziyle birlikte ortaya çıkan bu yeni paylaşım ve hegemonya savaşını, başta Elif Çağlı’nın analizleri olmak üzere, Marksist Tutum olarak yüz elliden fazla makalede çeşitli boyutlarıyla ele almış bulunuyoruz. ABD’nin Irak işgaline hazırlandığı 2002 yılından itibaren, Elif Çağlı, 1990’larda iki kutuplu dünya koşullarının sona ermesiyle birlikte emperyalist sistemin yeni bir paylaşım kavgasına tutuştuğunu açıklıyordu. 2007’deki değerlendirmelerinde ise Üçüncü Dünya Savaşı sürecinin kendine özgü biçimlerde sürmekte olduğunu ortaya koymuştu. Bugün gerek ülke gündemine gerekse de dünya gündemine damgasını vuran hiçbir önemli olay yoktur ki, kapitalizmin sistem krizi ve Üçüncü Dünya Savaşı bağlamına oturtulmadan anlaşılabilsin. Aşağıda yer alan makaleler, özellikle 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD’nin doğrudan başlattığı emperyalist savaşın neden ve nasıl geliştiği, bu savaşın daha da yayılacağı üzerine odaklanıyor. Bu sebeple sözkonusu makaleler içerisinden yaptığımız bir derlemeyi okuyucuların ilgisine tekrar sunmanın işlevli olacağını düşünüyoruz. Bu makaleler, içinden geçtiğimiz dönemi kavramaya ışık tuttuğu gibi, yaşanılan gerçeği kavramak noktasında Marksist yöntem ve ilkelerin ne denli geçerli ve hayati olduğunu da ortaya koyuyor.