Yeryüzü bin yıllardır ezilenlerin ezenlere karşı mücadelelerine tanık oldu, oluyor. Zulme karşı verilen her savaşta öne çıkan semboller vardır. Bu semboller ezilenlerin umutlarını, kurtuluşa olan inançlarını, mücadeleye çağıran haykırışlarını simgelerler. İşte bir İtalyan sosyalisti olan Carlo Tuzzi’nin Bandiera Rossa (Kızıl Bayrak) adlı şiiri de bu sembollerden birine, komünizmin simgesi olan kızıl bayrağa adanmıştır. Sözlerini bu şiirden alan aynı adlı marş ise dünyanın dört bir yanında, her dilde söylenir olmuştur.
Bir simge olarak mücadeleyi, kararlılığı ve direnişi ifade eden kızıl bayrağın tarihi hayli eskidir. 1300’lü yıllarda kuzey Avrupalı ve İngiliz gemiciler deniz savaşlarında hiç kimseyi esir almayacaklarını kızıl bayrak dalgalandırarak anlatıyorlardı.15. yüzyılda kuşatma altındaki şehirler teslim olmayacaklarını yine kızıl bayrak dikerek ifade ediyorlardı. Fransız devriminden itibaren kızıl bayrak bir sembol olarak artık yepyeni bir anlam kazanmış ve devrimin simgesi haline gelmiştir. 1848 devrimlerinde “öfkeli işçilerin kanı”nı sembolize eden kızıl bayrak, 1871 Paris Komünüyle beraber komünizmin simgesi olarak ölümsüzleşmiş ve o dönemden itibaren dünyanın neresinde olursa olsun işçiler ayağa kalktıklarında bu sembolü yükseltmişlerdir. İşçi devrimlerinin ve işçi mücadelelerinin en güzel anlatımı, o mücadelelerde yükseltilen kızıl bayraklar olmuştur. Carlo Tuzzi’nin Kızıl Bayrak şiirini yazdığı 1908 yılı da işçi sınıfı hareketinin ve sosyalist hareketin büyük güç kazandığı bir döneme denk düşmektedir.
1880’ler öncesinde İtalya sanayi bakımından Avrupa’nın en geri ülkelerinden biriydi. Gerek sanayi gerekse tarım sektöründe, işçiler derin bir yoksulluk içindeydi. Özellikle güney İtalya’da halk açlıktan kırılıyordu. On dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru Amerika Birleşik Devletleri’ne göç edenlerin sayısı yarım milyonu geçiyordu. Amerika açlıktan kırılan, iş arayan bu yoksul İtalyanların ortak kaderi olmuştu. Göçenler geride bıraktıkları ailelerine para gönderiyor ve ülke ekonomisini ayakta tutuyorlardı. I. Enternasyonal döneminde İtalyan işçi sınıfı anarşizmin etkisi altındaydı. 1880’lerin sonuna doğru hızla gelişen sanayinin etkisiyle işçi sınıfı büyümeye başladığında ise artık II. Enternasyonal vardı. II. Enternasyonal’in 1889’da kurulmasıyla beraber İtalya’da Enternasyonal ruhu yeniden canlanıyor, her yere şubeler açılıyordu.
Kapitalizm baş döndürücü bir hızla gelişiyor ve işçi sınıfının da ilerlemesinin önünü açıyordu. Enternasyonal’in 1 Mayıs gösterileri işçi sınıfının birliği doğrultusunda önemli bir adım teşkil ediyordu. Bu süreçte İtalya’da ilerde işçilerin grev mücadelelerinde önemli rol oynayacak olan ilk işçi odaları ve işçi birlikleri kurulacak, bu örgütlenmeler, sadece belli bir gelir düzeyinin üstünde olan erkek işçilerin üye olabildiği meslek sendikalarından farklı olarak yaygınlaşacak ve güç kazanacaktı. İlki Milano’da kurulan işçi odalarının sayısı 1893’te 14 iken 1904’te 90’a yükselmişti. Bu odaların etkisiyle kitle grevleri İtalyan işçilerinin belirgin bir silahı olmuştu. Geleneksel anarşist nitelikteki bölgesel isyanlar yeni ve sınıfsal içerikli bir harekete dönüşüyordu. Sicilya’da, Cenova’da, Milano’da işçi muhalefeti yükseliyor ve örgütleniyordu. O dönemde Cenova’da gerçekleşen bir grevin başarısı ve hükümetin işçilere vermek zorunda kaldığı bazı tavizler, işçi sınıfının hareketliliğini arttırmıştı. Tarım işçileri, ortakçılar ve yarıcılar da kooperatifler ve birlikler biçiminde örgütlenerek greve gidiyorlardı. Daha önceki yıllarda sadece birkaç bin işçinin katıldığı az sayıda grevin yerini 1901’de yaklaşık 189 bin işçinin katıldığı 1034 grev, 1902’de ise yaklaşık 197 bin işçinin katıldığı 801 grev almıştı.
İşte Sosyalist Parti üyesi olan Carlo Tuzzi, Kızıl Bayrak adlı şiirini, işçi hareketindeki yükselişin devam ettiği böylesi bir dönemde, 1908 yılında yazdı. Bir İtalyan halk şarkısının ezgisiyle söylenmeye başlanarak marş haline getirilen Kızıl Bayrak, kurtuluşu müjdeleyen coşkulu ritmiyle tüm dünyada tanınmış ve çok sevilmiştir. Bizim İtalyan İşçi Marşı ya da İleri İşçiler olarak bildiğimiz ve hangi renkten, hangi cinsten olursa olsun bütün ülkelerin işçilerinin ortak mücadelesini ve ortak hedefini simgeleyen bu marşın Türkçe sözleri şöyledir:
İleri işçiler, yoldaşlar ileri!
Kızıl bayrağımız sınırlar aşıyor.
İleri işçiler, yoldaşlar ileri!
Zafere koşuyor kızıl bayrak.
Bayrağımız önde yürüyoruz
Bayrağımız önde yürüyoruz
Bayrağımız önde yürüyoruz
Hedef sosyalizm ve hürriyet!
Enternasyonalizmin ve komünizmin bayrağı kızıldır ve insanlık kurtuluncaya kadar da öyle kalacaktır!
link: Ezgi Şanlı, İleri İşçiler, Yoldaşlar İleri!, 29 Ekim 2007, https://marksist.net/node/7922
Anarşizm Üzerine /II
Savaş Çığırtkanlığı, Emperyalist Emeller ve İktidar Kavgası