Tuzla’da yoksul Ermeni yetimler için inşa edilmiş olan “Kamp Armen”, Ermeni soykırımının yüzüncü yılında yıkılmak istenmişti. Ancak Ermeni halkı ve onlarla dayanışma içerisinde olan sosyalistler, demokratlar, emekçiler Kamp Armen’de nöbet tutmaya başladılar ve Hırant Dink gibi yetim çocukların emekleriyle inşa edilen kampın yıkılmasına izin vermediler. Kamp Armen’in yıktırılmasına karşı yaklaşık beş aydır direniş devam ediyor ve nöbet tutuluyor. Ayrıca kampta çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Bu soruna duyarlı insanlar ve kurumlar da Kamp Armen’i ziyaret ederek dayanışma duygularını gösteriyorlar. Dayanışma ziyaretlerinde kampın durumu ve Türkiye topraklarında yaşayan çeşitli etnik ve dinsel kimliklere sahip halkların maruz kaldıkları zulümler, TC’nin uyguladığı politikalar üzerine sohbetler ediliyor. Geçtiğimiz günlerde, “işçiler birlik, halklar eşit ve kardeş olsun” diyen UİD-DER’li işçiler de Kamp Armen’e bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdiler.
Bu yaşam alanını kazanana kadar direnişe devam edeceklerini açıklayan Kamp Armen Dayanışması, gelen ziyaretçilere desteklerinden dolayı teşekkür ediyor. Faşist saldırılar ve tehditler karşısında dayanışma ziyaretleri ile daha da güçlendiklerini belirterek, Kamp Armen’in hâlâ geri verilmediğinin ve Kamp Armen’de direnişin sürdüğünün duyurulmasını istiyorlar.
Her taşına, her ağacına, yüzlerce yoksul Ermeni çocuğun çabalarının, umutlarının ve anılarının sindiği, Hrant’ın “Atlantis Uygarlığı” olarak tanımladığı bu kamp, aslında soykırımcı geçmişi devralan TC’nin Ermenilere ve genel olarak gayrimüslimlere yönelik tutumunu somutlayan sembolik bir örnektir. “Türkiye’deki 40 binden fazla Ermeni vatandaşımız bugün hiçbir ayrıma tâbi tutulmadan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sahip oldukları tüm hak ve özgürlüklerden eşit olarak yararlanarak güven, huzur ve refah içinde yaşamaktadırlar” yalanını yüzü kızarmadan her fırsatta tekrar eden TC sözcüleri, gerçekleri çarpıtıyorlar. 1983 yılında, Ermeni Protestan Kilisesi Vakfının elindeki tapuyu iptal eden ve Kamp Armen’i Ermenilerin elinden alan TC’dir. O araziyi yıllar önce satın alan Vakıf, üzerine inşa ettiği kamp binalarıyla birlikte araziyi eski sahibine geri vermek zorunda bırakıldı. Üstelik hiçbir bedel ödenmeksizin!
Şu an “özel mülk” olarak görünen kampın arazisi yıllar içerisinde el değiştirdi. Eski Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar tarafından satın alınan arazi 2006’da Fatih Ulusoy’a satıldı. Geçmişte Ermeni halkına soykırım girişiminde bulunan zihniyet, bugün onca yetim çocuğunun emeğinin olduğu kampı sadece değerli bir arazi ve milyon dolarlar olarak görüyor. Arazinin sahibi olarak görünen Fatih Ulusoy ve şu an AKP milletvekili olan Ermeni kökenli Markar Esayan, seçim öncesinde, arazinin asıl sahiplerine yani Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’na iade edileceğini söylemişlerdi. Ancak bu söz Ermeni halkını oyalama ve seçim taktiği olmanın ötesine geçmedi.
Ancak genç yaşlı, kadın erkek pek çok duyarlı insan Kamp Armen’de nöbet tutmaya devam ediyor. Saldırılara ve tehditlere inat, kamp asıl sahiplerine verilinceye kadar mücadelelerine devam edeceklerini söylüyorlar. Bugüne kadar kampta nöbet tutanlara yönelik iki kez faşist saldırıda bulunuldu. İlk saldırı direnişin 100. gününde kalabalığın dağıldığı saatlerde durağa giden iki gencin darp edilmesiyle gerçekleşti. İkinci saldırı ise 6 Eylülde yapıldı. Bu kez de kampa gelmek isteyen ve kampın tarifini isteyen bir genç darp edildi. Daha sonra kampın önünde toplanan elleri sopalı faşist güruh, içerde bulunanlara ve Ermenilere yönelik hakaretler ve küfürler savurdu. Ciddi bir kalabalıkla karşılaştığında ise korkudan dağılmak zorunda kaldı.
Nöbet tutmaya devam eden birçok farklı kimlikten gençler, biraraya gelip kampı koruma ve yaşatma mücadelesi karşısında, egemenlerin ve onların faşist güçlerinin amaçlarına ulaşamayacaklarını dile getiriyorlar. Yaşadığı acılar egemenler tarafından inkâr edilen Ermeni halkına dayanışma eli uzatılmalı ve bugün sembolik bir anlam taşıyan Kamp Armen’e sahip çıkılmalıdır.
link: Marksist Tutum, Kamp Armen’de Yıkıma Karşı Direniş Devam Ediyor, 19 Eylül 2015, https://marksist.net/node/4477
Neden “Devlet Silah Bırakmaz”?
Yarınsız Bırakılan Çocuklar