12 Eylül 1980 faşist darbesi Türkiye sınıf mücadeleleri tarihinde en önemli kırılma noktalarından biriydi. Egemenler açısından olumlu, işçi sınıfı açısından olumsuz bir kırılma noktası. Arada kısa süreli 12 Mart kesintisi olsa da 1960’lardan itibaren Türkiye tarihinde görülmemiş bir yükseliş ve canlanma yaşayan işçi hareketi ve sosyalist hareket, sınıflar dengesini egemen sınıf aleyhine zorlamaya başlamıştı. Olağan mekanizmalarla bu mücadeleyi alt edemeyeceğini anlayan burjuvazi, arkasına ABD emperyalizmini de alarak bir faşist pasifikasyon süreci işletti, ardından da bunu bir faşist askeri darbeyle nihayete erdirdi. Türkiye işçi sınıfı hareketi ve sol hareket için çok yıkıcı bir darbe oldu bu saldırı. Hemen arkasından SSCB’nin çöküşünün dünya çapında yarattığı muazzam moral bozukluğu ve tasfiyecilik dalgası, 12 Eylül darbesinin yıkıcı etkilerini daha da pekiştirdi. O kadar ki, aradan neredeyse 40 yıl geçmesine rağmen bu yıkımın etkileri bertaraf edilebilmiş değildir. Bilinç ve örgütlülüğü eşi görülmedik bir darbe alan işçi sınıfı hâlâ belini doğrultabilmiş değildir. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, işçi sınıfının 12 Eylül'le hesaplaşmasının önemine daima güçlü bir vurgu yaptık. Bunun önemi Türkiye'nin bir kez daha içinde bulunduğu olağanüstü baskı rejimine işçi sınıfı cephesinden anlamlı bir direniş gösterilememiş olmasıyla daha iyi anlaşılabilir. Eğer işçi sınıfı 12 Eylül'ün hesabını sorabilseydi hiç kuşkusuz bugünlerin yeni tiranları yollarını bu kadar kolay döşeyemezlerdi. 12 Eylül'ün yıldönümünde bu hususları hatırlatmanın önemli olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle sitemizde bu konuda yer almış temel metinleri bir kez daha gündeme getirmenin yararlı olacağını düşünüyoruz.
link: Marksist Tutum, 12 Eylül'ü Unutma!, 12 Eylül 2019, https://marksist.net/node/6741
Ticaret Savaşları: Sonlanıyor mu, Sonlanır mı?
Amazonlar Kapitalistlerin Kârı Uğruna Yanıyor