12 Eylül askeri faşist darbesi 78’liler Girişimi ve çeşitli demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla gerçekleştirilen bir eylemle protesto edildi. Faşist darbenin 38. yıldönümünde, 1 Mayıs 1977’de onlarca insanın katledildiği Kazancı Yokuşu’nda gerçekleştirilen eylemde “Darbeciliğe Karşı Demokrasi İçin Mücadele!” şiarı öne çıktı. HDP Milletvekilleri Ahmet Şık, Ali Kenanoğlu ve Züleyha Gülüm’ün de katıldığı basın açıklamasında, faşist darbeyi teşhir eden döviz ve pankartlar taşındı. Açıklama devrim mücadelesinde yitirilenler için yapılan saygı duruşuyla başladı.
Saygı duruşunun ardından 78’liler Girişimi Türkiye Sözcüsü Celalettin Can bir konuşma yaptı. Celalettin Can 12 Eylül ile hesaplaşılmadığı için etkilerinin devam ettiğine vurgu yaparak faşist darbenin ülkede yeni bir insan tipi yarattığını söyledi. 28 Şubat ve 15 Temmuz’un da bu hesaplaşmanın yapılamamış olmasından kaynaklandığına dikkat çeken Can, ülkenin hâlâ 12 Eylül yasalarıyla yönetildiğini belirtti.
Can’ın konuşmasının ardından kurumlar adına ortak açıklamayı 78’liler Girişimi İstanbul Sözcüsü Yunus Bircan okudu. 12 Eylül darbecilerinin yaptıkları ilk işin anayasal parlamenter düzeni ortadan kaldırmak olduğunu hatırlatan Bircan, darbecilerin ülkeyi üç yıl boyunca anayasasız, parlamentosuz, yargısız yönettiğini belirtti. Bircan, 12 Eylül askeri faşist darbesiyle 1970’li yılların toplumsal özgürlük ruhunun, bir şeylerin değişebileceğine duyulan inancın, sol ve özgürlükçü düşüncenin tasfiye edilmesinin hedeflendiğini aktardı. Mevcut rejimin kendi otoriter sistemini kurduğunu dile getirdi.
Başta Latin Amerika olmak üzere dünya halklarının pek çoğunun darbecilerle hesaplaştığına dikkat çeken Bircan Türkiye’de böyle bir iradenin ortaya konulamadığını kaydetti. 12 Eylül’ün yarattığı anayasa ve temel kurumların bugün de yerli yerinde durduğunu belirten Bircan, şöyle dedi: “Bununla da yetinmeyen sistem, yeni rejimi de Eylülist düşünce ve davranış kalıplarıyla birlikte, yeni Kanun Hükmünde Kararnameleri ile toplumu yeniden dizayn etmektedir.”
Bircan bugün sarf edilen “Grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz” sözleriyle, 12 Eylül’den hemen sonra dönemin Türkiye İşverenler Sendikası Başkanı Halit Narin’in “Bugüne kadar işçiler güldü artık gülme sırası bizde” ifadesinin aynı zihniyetin ürünü olduğunu belirtti. Devamında ise şöyle konuştu: “Cunta şefi Evren, yaş haddini doldurmadan astırdığı Erdal Eren için 2000’lerde ‘şimdi olsa, yine ellerim titremeden idamını imzalarım’ cümlesini kurarken, bugünkü tekçi rejim, muhtemel idam dosyalarını inceleme kaydını koymaya dahi gerek görmeden, şunu söyleyebildi: ‘önüme gelirse imzalarım’!”
Basın açıklaması, “Artık yeter! İnsanlarımızın yıllar ve yıllardır baskı altında kararan yüzleri aydınlansın! Vicdanları uyansın!” ifadeleriyle ve “Darbeciler Yargılansın”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza!” sloganlarıyla son buldu.
link: Marksist Tutum, 12 Eylül Darbesi 38. Yıldönümünde Protesto Edildi, 12 Eylül 2018, https://marksist.net/node/6486
Ortadoğu’da Kimin Silahları Konuşuyor?
Tarihe Düşülen Bir “Son Not”