Totaliter rejimi kurumsallaştırma yönünde ilerleyen Erdoğan-AKP iktidarının Kürt siyasi hareketine yönelik saldırıları hız kaybetmeden devam ediyor. Eş genel başkanları da dahil olmak üzere 13 milletvekili zindana atılan HDP’nin binlerce yöneticisi, üyesi ve destekçisi de tutuklanmış durumda. Bunun yanı sıra Kürt illeri devletin kolluk güçlerinin ablukası altında. Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Koruköy’de (Xerabê Bava) günlerdir devam eden abluka ise daha önce Cizre’de, Sur’da yaşanan manzaraları anımsatıyor. 11 Şubattan bu yana sokağa çıkma yasağının sürdüğü Koruköy’e dair işkence ve infaz iddiaları yükselirken ve 50’den fazla köylü gözaltına alınmışken, hükümet köye girmek isteyen insan hakları örgütlerine ve HDP milletvekillerine izin vermiyor.
Hukuksuz gözaltılar, tutuklamalar, işkence ve zulüm karşısında toplumsal muhalefetin yükselmesini engellemeye çalışan Erdoğan-AKP iktidarı, bu amaçla HDP’yi de siyasi çalışma yapamaz hale getirmek istiyor. HDP milletvekilleri İdris Baluken ve Ferhat Encü’nün serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra tekrar tutuklanmalarının ardından, aylardır tutuklu olan HDP eş genel başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliği 21 Şubatta düşürüldü. Erdoğan-AKP iktidarının, Selahattin Demirtaş’ı ve diğer HDP milletvekillerini de benzer bir durumla yüz yüze getirmek için elinden geleni yaptığı görülüyor.
Figen Yüksekdağ’a yönelik bu hamle ve diğer saldırılar, başkanlık referandumuna muhalefetin sesini her türlü baskı ve zor yoluyla kısarak gitmeyi arzulayan siyasi iktidarın kısa vadede yapacaklarına dair ipuçlarını da veriyor. Bununla birlikte bu saldırıların, siyasi iktidarın niyetlerinin aksine ters tepeceği ve “hayır” çığlığını yükselten emek ve demokrasi cephesini tahkim edeceği açıktır. Zorun, toplumsal muhalefeti yılgınlığa sürüklemek yerine AKP’nin ve Erdoğan’ın oyununu bozacağı eninde sonunda görülecektir.
Yaptığı açıklamada Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesini bir “oldubitti” olarak niteleyen HDP, bunun aynı zamanda Erdoğan-AKP iktidarının geçmişteki kirli yöntemlerini tekrar hayata geçirmesi anlamına geldiğine ve referandum sonrası “hukuksuzluk düzenine” bir hazırlık olduğuna işaret etti:
Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin bir oldubittiyle düşürülmesi kabul edilemez. Anayasa’nın bir kez daha ayaklar altına alınarak Eş Genel Başkanımızın milletvekilliğinin düşürülmesi, Hükümet tarafından alınan siyasi bir kararın, hukuki kılıfını oluşturmaya yöneliktir.
Erdoğan-AKP iktidarı siyaseten yaşadığı tıkanıklığı, toplumsal ve iktisadi krizi, hukuku çiğneyerek ve partimiz HDP’ye saldırarak aşmaya çalışmaktadır. Bu kriz ortamında referandumda beklediği sonucu elde edemeyeceği kesinleşen Erdoğan-AKP iktidarı, geçmişte kullandığı kirli yöntemlere bir kez daha başvurmaktadır. Her türlü hukuk ihlalini meşru gören bu zihniyet, referandum sonrası hukuksuzluk düzeninin hazırlıklarını yapmaya devam etmektedir.
Milletvekillerimizin dokunulmazlıklarının kaldırılması, Anayasa ihlali ile milletvekillerimizin tutsak edilmesinin akabinde, Hükümet bir adım daha ileri giderek, Eş Genel Başkanımızın milletvekilliğini düşürerek, halkın iradesini yok saymaktadır. Bu durum asla kabul edilebilir değildir, kanunsuzdur. Derhal Meclis Başkanlığı’nı bu hukuksuzluktan dönmeye ve hatalarını düzeltmeye çağırıyoruz.
Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi referandumda bizleri, halklarımızı yıldırmaya yönelik bir hamledir. Bu saldırılara bugüne kadar asla diz çökmedik, boyun eğmedik. Bizleri baskıyla, gözaltı ve tutuklamalarla sindirmeye çalışanlara inat en güçlü şekilde “HAYIR” demeye devam edeceğiz. Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ’ın “Yine de teslim olmayacağız! Darbe-dikta iktidarının derdi, laneti, sonu olacağız” sözleriyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Kazanan mutlaka biz olacağız.
link: Marksist Tutum, Figen Yüksekdağ’ın Vekilliği Gasp Edildi, 22 Şubat 2017, https://marksist.net/node/5498
Dünü Bugüne, Bugünü Yarına Bağlamak
Demokrasi Güçlerinden Figen Yüksekdağ İçin Ortak Tepki