En azından bir anlığına dünyaya yıldızlardan baktığımızı ve tüm kıtalarda insanlığın yaşadığı ortak acıları ve trajedileri, denetimsiz kâr hırsının yol açtığı doğa tahribatını ve paylaşım savaşlarının sonuçlarını tüm çıplaklığıyla görebildiğimizi düşünelim. Gördüğümüz manzara karşısında dehşete düşeriz.
Kapitalizm akıldışıdır, insana da doğaya da düşmandır!
Kapitalizm insanlığı yokoluşun eşiğine getirmiştir ve bu yok oluştan kurtulmanın ön koşulunun kapitalist düzeni yerle bir etmek olduğu çırılçıplak ortadadır. Dünya üzerinde 30 milyondan fazla insan köle olarak çalıştırılıyor. Son 50 yılda 60 milyondan fazla insan paylaşım savaşlarında hayatını kaybetti. İshal ve kızamık gibi önlenmesi de tedavisi de son derece basit hastalıklardan ötürü her yıl 7 milyona yakın çocuk ölüyor. Her gün 900 milyon insan yatağa aç giriyor. Dünyanın akciğeri olarak adlandırılan yağmur ormanlarının her yıl yaklaşık seksen bin kilometrekaresi (Türkiye’nin onda birinden fazlası) yok ediliyor.
Kapitalist üretim tarzı, insan ihtiyaçlarına ve doğanın korunmasına değil daha fazla kâr elde etme güdüsüne dayanır. Dolayısıyla sermayenin açgözlülüğü ne insan tanır ne de doğa. Dünyadaki tüm zenginliğin kaynağı olan emek gücünü ve doğayı sınırsız biçimde sömüren sermaye hoyrattır. Yeri gelir yağmalar, talan eder, yeri gelir yok eder!
İştahı doymak bilmeyen sermayenin, doğa üzerindeki yıkıcı etkisinin bir nişânesini de Artvin Kafkasör Yaylası’nın Cerattepe bölgesindeki yağma planları oluşturuyor. Dünyanın 100 doğal ormanından biri olan Cerattepe’de Cengiz İnşaat tarafından yapılması planlanan altın ve bakır madeninin, bölgedeki canlılıkta onarılmaz yaralar açarak 50 binden fazla ağacın kesilmesine mâl olacağı mahkeme tutanaklarına dahi geçmiş durumda. Rant uğruna 50 bin ağacın kesilmesini ancak teferruattan sayan sermayenin iştahını bölgedeki potansiyel madenler kabartıyor. Açgözlülük sınır tanımıyor!
Böylesi bir ekolojik tahribata karşı 29 yıldır kesintisiz mücadele eden Artvin halkı, Temmuz ayında Cengiz İnşaat’ın maden sahasını alma girişiminde bulunması üzerine bölgede 24 saatlik nöbetler tutmaya başlamıştı. Konuyla ilgili hukuki süreçte, maden çalışmaları için gerekli şart olan ÇED izninin mahkeme tarafından iptaline karar verilmesi üzerine, Cengiz İnşaat’ın imdadına AKP yetişti. Hukuksuzlukta sınır tanımayan sermayenin has temsilcisi AKP, Cengiz İnşaat ile kol kola girerek talana başladı.
Nöbetlerinin 245. günü olan 16 Şubatta, iş makinelerinin asker-polis eşliğinde bölgeye geldiğini haber alan Artvinliler, barikatlar kurarak yaşam alanlarını savunmaya geçti. İçişleri Bakanı Efkan Âla’nın “vurun geçin” emri üzerine polis halka saldırarak sermaye devletinin hak arayışlarına duyduğu hıncı kustu. Saldırılar karşısında yılmayan yerli halk direnişini sürdürürken, Cerrattepe’ye destek eylemleri Türkiye’nin pek çok bölgesine yayıldı. Çeşitli illerden Artvin’e desteğe gitmek isteyen emekçilerin yolu kolluk güçlerince kesildi. Sermaye devleti her yerde eylemcilere yönelik saldırılarını sürdürdü.
Giderek kitleselleşen eylemlerin, toplumsal bir patlamaya kıvılcım olmasından korkan sermaye devleti, verilen mücadele sonucunda şimdilik geri adım atmış görünüyor. Zira Başbakan Davutoğlu’nun Artvin’den gelen bir heyeti kabul etmesi ve maden çalışmaları için daha önceden hiçe saydıkları mahkeme sonucunu bekleyeceklerini söylemesi buna işaret. Fakat son olarak Artvin halkına yönelik Erdoğan’dan gelen “bunlar yavru Geziciler” türü histerik sözler, meselenin sermaye cephesi tarafından kapanmadığını gösteriyor.
AKP’nin medar-ı iftiharı Cengiz Holding
Cengiz Holding, bünyesinde inşaattan enerjiye, madenden turizme 35 şirket barındırıyor. AKP iktidarının cansiperane desteğini alarak yıldızı parlayan Cengiz Holding, sadece bu dönemde 200 milyar dolar rant elde etti. Cengiz Holding, Eti Bakır, 3. Havalimanı, Ilısu Barajı, Akkuyu Nükleer Santrali gibi büyük ihaleleri, hükümetin desteğini arkasına alarak kapmış durumda. Türkiye’nin emperyalist atakları sonucu Libya pastasından koparılan inşaat paylarının bir kısmı ve Irak Havalimanı ihalesi de Cengiz Holding’e kaldı. AKP ile kirli ilişkileri sadece ihale kaptıkaçtılığıyla sınırlı da değil. Cengiz Holding, aynı zamanda kitleleri faşist tırmanışa ve emperyalist savaşa ikna etme çabalarının bir aracı olan “havuz medyası”nın önemli aktörlerinden. 2005-2009 yılı hesapları incelenen bu holdingin 424,4 milyon liralık vergi borcu da bir çırpıda “sıfırlanmış”. Günden güne serveti büyüyen holdingin yıllık cirosu 4 milyar dolar civarında. Dile kolay!
Elbette böylesine bir sermaye birikiminin yaratılması, işçilerin ölesiye çalıştırılması ve sömürülmesiyle mümkün olur! Cengiz Holding’e ait pek çok işyerinde onlarca işçinin iş cinayetine kurban gitmiş olması da bu dizginsiz sömürünün sonucudur. Bakır ocağında çıkan bir yangın sonucu 19 işçinin hayatını kaybetmesi, tünel kapağının patlaması sonucu 10 işçinin sular altında kalması, 300 tonluk tank kapağı altında kalarak 5 işçinin feci şekilde yaşamını yitirmesi ve daha pek çok iş cinayetinden Cengiz Holding birinci dereceden sorumlu. Hükümetle kurduğu kirli ittifaklarla aldığı ihalelerde, işçileri ölesiye çalıştıran Cengiz Holding bu sayede Türkiye’nin sayılı şirketlerinden biri oldu.
İnsana değer vermeyen bir sistem doğaya asla değer vermez. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine doğası gereği maliyet gözüyle bakan sermaye sınıfı, doğaya da rant kapısı gözüyle bakıyor. İşte bu nedenle sermaye için Cerattepe’de kesilecek 50 bin ağaç sadece bir ayrıntıdır. Ne olacak canım alt tarafı 3-5 ağaçtır! Artvin halkının yaşam alanlarını katletmek ise kesinlikle münferit bir olaydır! Sonuçta açılacak madende hepsine ekmek verilecektir! Bu söylemlerle gemilerini yürütmeye kalkan talancılara, Artvin halkı ve çevre katliamına karşı çıkan emekçilerden anlamlı bir cevap geldi: “Cerattepe Geçilmez, Artvin Halkı Yenilmez!”
link: Yılmaz Seyhan, “Sermayeyu Cerattepe’dan Taniyun!”, 29 Şubat 2016, https://marksist.net/node/4948
AKP’nin Politikaları Kadına Şiddeti Körüklüyor
AKP Kamu Çalışanlarının İş Güvencesine de Göz Dikti