Biz mücadeleci işçiler açısından içinde yaşadığımız dönemi ve dünyayı kavramak çok önemlidir. Ama bu o kadar da kolay değildir. Egemen sınıf olan burjuvazi akıllara gelebilecek bütün konularda toplumda kendi düşüncelerini egemen kılabilmek için elindeki bütün araçları sonuna kadar kullanıyor. Bu geçmişte böyleydi, bugün de böyledir. Bu uğurda baskı aygıtlarını kullanmasının yanı sıra çeşitli bilim dallarını da kendi hizmetine koştuğunu apaçık söylemekte fayda vardır. Özellikle de sosyal bilimlerin ana amacı burjuva düzenin devamlılığını muhafaza etmektir dersek abartmış olmayız. Tarih boyunca işçi sınıfına cehennemi yaşatan burjuvazi, işçilerin örgütlü direnişi ile karşılaşmaya başladığı ilk dönemlerinden beri sınıfımıza karşı savaş açmıştır. İşçi sınıfı bu mücadelelerde bazen yenmiş bazen de yenilmiştir. Bütün bu mücadelelerin akışı içerisinde işçi sınıfı hem teorik hem de pratik yönden yol yöntem geliştirmiştir. Tarih denilen bu sahnede işçi sınıfıyla bütünleşmiş önderler ise adeta karanlıklar içinde ellerinde meşalelerle sınıfımıza yol gösteren öncüler ve rehberler olmuştur.
İşçi sınıfının önderleri, burjuvazinin yalan propagandalarının karşısına kapitalizmin gerçeklerini koydular. Bu sömürü düzenini teşhir eden ve ona karşı mücadele yöntemleri geliştiren sınıfın önderlerinin, yeni işçi kuşaklarının bilimsel sosyalizmi kavramasında ve onu içselleştirmesinde çok önemli rolleri vardır. Sınıfımızın tarih sahnesine çıkışından günümüze kadar sınıf savaşının en önemli cephelerden biri olan teorik alanda da yeterli donanıma sahip olmak her mücadeleci işçi için hayati bir meseledir. Aksi durumda tarihin gericilik dönemlerinde rüzgârın yönüne kapılıp mücadeleden düşmek görülmemiş bir durum değildir. Bu gerçekliğin farkında olan bir grup Marksist Tutum okuru işçi olarak bizler, önümüze görev olarak Kapital’i okumayı koymuştuk. Fakat gördük ki kapitalizmi çırılçıplak gerçekliği ile anlamak için muazzam bir soyutlama yeteneğine sahip olmak ve iktisat denilen burjuva bilimin tersyüz ettiği kavramlardan kurtulmak gerekiyor. Marx’ın geliştirdiği kavramlarla düşünmek ve o kavramları güncel örnekleriyle ele almak bizim için oldukça zor bir hal almıştı ki Elif Çağlı’nın “Marx’ın Kapital’ini Okumak” adlı çalışması yayımlanmaya başlandı. Net bir şekilde söylemeliyiz ki, biz işçiler açısından Elif Çağlı’nın bu çalışması çok makbule geçmiştir. Bu sayede Kapital bizler için anlaşılabilir hale gelmiştir.
Kapital’i Elif Çağlı ile birlikte okumak bizim için son derece keyif verici ve verimli oluyor. Konuları bol bol tartışıp tekrar tekrar üzerinden geçiyoruz. Çağlı’nın, içerikte takıldığımız yerlere takip eden bölümlerde destekleyici örnekler verip, sanki her zora düştüğümüzde elini uzatır gibi, okuyucu ile duygudaşlık kurma hassasiyeti bizim için harika bir deneyim.
Her yanıyla insanlık tarihinin en büyük suçlarını işleyen zalim burjuvaziye ve onun çürümüş sistemine karşı savaş bayrağını yükseltenler muhakkak ki tarihin gördüğü en cesur insanlardır. Yüksek akademi kürsülerinde kelli felli profesörlerin anlaşılmaz gösterdiği Marx’ı ve onun ölümsüz eseri olan Kapital’i yeryüzünün ayaktakımı olarak görülen işçilere, Prometheus misali, “bu ateş sizin için” deyip indiren Elif Çağlı’nın emeklerini biz sosyalist işçiler asla unutmayacağız.
İşçi sınıfının tarihsel savaşında birer mücadele neferi olan bizim gibi sosyalist-devrimci işçilerin ilerleyişinde önümüzde yürüyen, yol gösteren Elif Çağlı’ya sonsuz teşekkür ederiz.
link: İstanbul/Avcılar’dan MT okuru bir grup işçi, “Marx’ın Kapital’ini Okumak” ve Bir Teşekkür, 17 Kasım 2021, https://marksist.net/node/7507
COP26: Kapitalizm Altında Çözüm Yok
Asar-ı Atika Müzesi