

Dünya işçi sınıfı ve emekçi kadınlar olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Dünyada yayılan emperyalist savaş, buna bağlı olarak yaşanan göç krizi, ekonomik krizin derinleştirdiği yoksulluk, her geçen gün artan baskı ve şiddet, hayatımızı yaşanmaz hale getirip bizleri nefessiz bırakıyor. Yaşadığımız kentler yerle yeksan edilip doğamız talan ediliyor. Sınıf kardeşlerimiz bir bilinmezlikle göç yollarına düşürülüyor. Çığ gibi büyüyen yoksulluk işçilerin, emekçi kadınların, çocuklarımızın geleceğini, hayallerini çalıyor. Bizleri nefessiz bırakıp, çıkışsızlığa sürüklüyor. Tarihsel sistem krizinin yarattığı sorunları okula giden çocuklar, evlerinde emek veren emekçi kadınlar, tezgâh başındaki işçiler olarak hayatımızın her alanında hissediyoruz.
Miadını doldurmuş, tarihin çöp sepetine gönderilmesi gereken kapitalist sistemin yarattığı sorunlar tüm emekçilerin sırtına yüklenirken, kadınlar için bu durum daha da katlanılmaz hale geliyor. Kapitalist erkek egemen zihniyet ve onun saçtığı zehrin tesirine kapılanlar, kimilerimize “sen kadınsın, sus otur, evinle ilgilen, çocuklarına bak” derken kimimizi sokaklarda katlediyorlar. Kapitalistler bizi ucuz işgücü olarak görüp emeğimizi sömürüyorlar. Bizlerden savaşlarda, makine kayışları arasında kurban edilen çocuklar yetiştirmemizi istiyorlar. Ama biz örgütlü kadınlar olarak bizlere biçilen bu rolleri kabul etmiyoruz. Emeğimizi sömüren, çocuklarımızı çürümüş düzene kurban etmemizi bekleyen egemenlere karşı 8 Mart’ın mücadeleci ruhuyla kuşanıyoruz.
8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü yalnızca kadınların kutladığı bir gün değil, kadınıyla erkeğiyle kapitalist sisteme, emperyalist savaşlara, cinsiyet ayrımcılığına, sömürüye karşı verilen mücadelenin simgesidir. Böylesi zor süreçlerden geçerken 8 Mart’ı sahiplenmek, gelecek nesillere aktarmak bizler için daha da büyük bir anlam ifade ediyor. Bu sebeple emekçi kadınlar olarak bizleri sindirip, sesimizi boğmaya çalışan bu düzene artık “defolup gidin yeter!” diyebilmek için işçi sınıfının mücadele saflarında yer almak zorundayız. Çocuklarımızın ölmediği, emeğimizin sömürülmediği bir dünyayı ancak 8 Mart’ı bizlere miras bırakanların mücadeleci ruhuyla inşa edebiliriz.
Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

link: İstanbul’dan MT okuru bir kadın işçi, 8 Mart’ın Mücadele Ruhuna Sahip Çıkalım!, 9 Mart 2025, https://marksist.net/node/8465
“Aile Yılı”nda 8 Mart’ı Karşılamak
8 Mart’ın İzinde Kötülüğe Savaş Açalım