8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününü, tüm dünyada işçiler, emekçiler ve kadınlar olarak, zorlu koşullarda karşılıyoruz. Giderek yayılan emperyalist paylaşım savaşı, kentlerimizi, geleceğimizi yakıp yıkıyor. Savaşların ve ekonomik krizlerin derinleştirdiği yoksulluk ve zorlu koşullar, biz kadınların, işçilerin ve çocuklarımızın geleceğini çalıyor, ellerinden alıyor. Kapitalist açgözlülükle talan ediliyor yaşam alanlarımız, doğamız. Yerinden yurdundan edilen emekçiler gittikleri ülkelerde hor görülüyor, aşağılanıyor. Göçmen kadınlar, çocuklar, ucuz işgücü olarak sermayeye peşkeş çekiliyor. Tarihsel sistem krizinin içinde debelenen kapitalizm, tüm dünyada otoriterleşme ve faşizm eğilimini güçlendirerek baskı ve şiddeti artırıyor. Bütün bunlardan en büyük zararı işçi, emekçi kadınlar görüyor. Hayat pahalılığı, yoksulluk, baskı, şiddet her geçen gün artarak hayatımızı yaşanılmaz kılıyor. Kapitalist sistemin acı yüzünü, evde, sokakta, işyerlerimizde iliklerimize kadar hissediyoruz.
Yaşadığımız topraklarda, Erdoğan önderliğindeki faşist iktidar, gerici, cinsiyet ayrımcı, kutuplaştırıcı politikalarıyla kadın düşmanlığına devam ediyor. Bizden “kutsal annelik” görevini yerine getirmemizi, kapitalist sistemin çarklarına feda edeceğimiz çocuklar yetiştirmemizi bekliyor, kadınları eve hapsetmek, sosyal yaşamdan uzaklaştırmak istiyor. Aynı zamanda sermayenin has temsilcisi olan rejim, düşük ücretlerle kölelik koşullarında gece gündüz uzun saatler boyunca çocuklarımızın yüzüne hasret çalışalım, iliklerimize kadar sömürülelim ama sesimizi çıkarmayalım istiyor. Kâr hırsıyla gözleri dönmüş sermaye sahipleri gibi iktidar sahipleri de, ucuz işgücü bakımından işçi sınıfının kadınlarını kâr makinesi olarak görüyorlar.
İşçi sınıfının kadınları olarak bizler hayatın yarısıyız. Egemenlerin bize biçtiği rol gibi, ne bir kuluçka makinesiyiz ne de kâr makinesi. Biz emekçi kadınlar toprağın tohuma can verdiği gibi can veririz yaşama. Doğurup büyütürüz, hayat veririz çocuklarımıza. Verdiğimiz bu hayatlar, bir avuç azınlığın, egemenlerin çıkarları için sürdürülen savaşlarda çocuklarımız kurban olsun diye değildir. Asalak sınıfın fabrikalarında sömürü çarklarında genç bedenleri kurban olsun diye değildir büyüttüğümüz fidanlarımız. Çocuklarımızın karnı doysun, yüzü gülsün diye üretiriz. Biz işçi sınıfının kadınlarıyız. Yaşamlarımız üretmekle, çalışmakla, hayatla mücadele etmekle geçer. Karnı her zaman tok olan, çocukları zenginlik içinde şımartılan, iş cinayetlerine kurban gitmeyen, çocuklarını savaşta kaybetmeyen, depremde evleri başına yıkılmayan, siyasette, sosyal yaşamda ihtişamlarıyla boy gösteren egemen sınıfın kadınlarıyla aynı cinsiyeti taşımakta başka ortak bir yanımız yoktur. 8 Mart, biz işçi sınıfının kadınlarının günüdür. Bize bırakılan bu mirasa sahip çıkmak, 8 Mart’ın mücadele ruhunu kuşanıp, mücadeleyi büyütmek boynumuzun borcudur.
8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü, kapitalizme, savaşlara, sömürüye, yoksulluğa boyun eğmek yerine, kadınıyla erkeğiyle kapitalist sınıfa karşı yürütülen mücadelenin içinden doğdu. Kapitalizme karşı mücadelenin simgeleştiği günlerden biridir 8 Mart, sınıfsal bir gündür. 8 Mart’ın mücadele ruhuna sahip çıkmaya içinden geçtiğimiz zorlu koşullarda çok daha fazla ihtiyacımız var. Emekçi kadınlar olarak bizler, faşist rejime ve kapitalizme kaşı mücadelenin ön saflarında yerimizi almak zorundayız. Emekçi kadınların kurtuluşu ve özgürlüğü, bizleri çifte ezilmişliğe mahkûm eden, aşağılayan, yok sayan, sesimizi kısan, çocuklarımızı katleden bu sistemin yıkılmasından geçmektedir. İçinden geçtiğimiz dönem, birçok açıdan olumsuzluklarla dolu görünse de, biz mücadeleci kadın işçiler olarak bu kara günlere teslim olmuyoruz. 8 Mart mücadele gününü bizlere miras bırakan geçmiş işçi kuşaklarının evlatlarıyız. İçimizde taşıdığımız 8 Mart’ın mücadele ruhuyla, dokunduğumuz her alana kavgayı taşıyoruz. Emperyalist savaşlara, tepemize çöreklenen baskıcı, zorba faşist rejime karşı 8 Mart ruhuyla kavgayı büyütüyoruz.
link: İstanbul/Sancaktepe’den bir kadın işçi, 8 Mart Ruhuyla Boyun Eğmiyoruz, Mücadele Ediyoruz, 4 Mart 2024, https://marksist.net/node/8205
Marx’ın Kapital’ini Okumak, III. Cilt /7
Emperyalist Savaşın Alevleri ve Halkların Çığlığı