20 Temmuz 2015’te çoğu SGDF üyesi gençlerden oluşan 300 kişi Suruç Belediyesine ait Amara Kültür Merkezi’nde bir araya geldi. Yanlarında oyuncaklarla, gıda maddeleriyle çeşitli kentlerden gelmişlerdi. Amaçları IŞİD’in ağır kuşatması ve saldırıları altında harabeye dönen Kobanê’nin yeniden inşa edilmesine, kent sakinlerinin yaralarını sarmaya, çocuklara yardımcı olmaktı. Amaçlarını anlatmak için düzenledikleri basın açıklaması sırasında patlatılan IŞİD bombaları nedeniyle çoğu genç 32 devrimci yaşamını yitirmişti. Suruç katliamının dördüncü yıldönümünde katilleri protesto etmek ve 33 devrimciyi anmak için çeşitli kentlerde eylemler düzenlendi.
33 devrimci, mezarları başında ve çeşitli merkezlerde düzenlenen basın açıklamalarıyla anıldı. Amara Kültür Merkezi ve mezarlıkta yapılan anma programına Suruç katliamında hayatını kaybedenlerin aileleri, Suruç Adalet Arıyor Platformu ve SGDF üyeleri katıldı. Eylemde “4 yıldır adalet yok” denilerek katliamın hesabının sorulmamasına tepki gösterildi. Tüm failler yargılanıncaya kadar mücadelenin devam edeceği vurgulandı.
Ankara, Urfa ve İstanbul’da yapılan anmalara ise polis saldırdı. İstanbul’da Halitağa Parkındaki oturma eyleminin ardından Suruç Aileleri ve aralarında HDP ve CHP milletvekillerinin de bulunduğu kitle, basın açıklaması için Kadıköy Süreyya Operasına doğru yürüyüşe geçti. Ancak polis kitleye saldırdı, aralarında CHP ve HDP milletvekillerinin de bulunduğu çok sayıda kişiyi biber gazı ve plastik mermilerle yaraladı, 23 kişiyi gözaltına aldı. Polisin yaraladığı milletvekilleri Erol Katırcıoğlu ve Sezgin Tanrıkulu hastaneye kaldırıldı.
Halkların Demokratik Partisi İstanbul İl Örgütü, 21 Temmuzda Halitağa Parkında gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla polis saldırılarını protesto etti. Burada bir konuşma yapan HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, “Bu katliamı gerçekleştirmiş olanlardan, bu katliama göz yummuş olanlardan, bu katliama izin vermiş olanlardan, bunların siyasi ve siyasi olmayan sorumlularından hâlâ hesap sorulmadı. Onun için bu yara hâlâ açık ve kanıyor” diye konuştu. Eyleme katılanlar, Kadıköy Kaymakamlığının “yasal sınırlar içinde müdahale edildi”, “envanterimizde plastik mermi bulunmuyor” açıklamalarına da tepki gösterdi.
Suruç katliamının ardından, saldırıyı gerçekleştiren kişilerin iki yıldır polisin fiziki ve teknik takibi altında olduğu ve neredeyse her adımlarının bilindiği ortaya çıkmıştı. Aynı yıl 10 Ekimde, Ankara’da sendikaların ve emek örgütlerinin düzenlediği barış mitingine yapılan ve 100’den fazla emekçinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının failinin Suruç’taki saldırganın ağabeyi olduğu da tespit edilmişti. Takip edilmelerine rağmen saldırganların engellenmesi için çaba sarf edilmemesi, failler yerine adalet için mücadele edenlerin cezalandırılması, sorumluların bombayı patlatanlarla sınırlı olmadığını kanıtlıyor.
Suruç katliamının hesabı elbet bir gün sorulacak. Ezilenlerin mücadelesini bastırmak için kitlesel katliamlara girişenler yaptıklarının hesabını verecek!
link: Marksist Tutum, 4. Yılında Suruç Katliamı, 21 Temmuz 2019, https://marksist.net/node/6708
Güzel Günler Örgütlü Mücadeleyle Gelir!
ABD’de Silahlı Saldırılar ve Silah Tekelleri