Bundan bir yıl önce Esenyurt-Avcılar polisi, TKİP militanı Alaattin Karadağ’ı güpegündüz mahalle ortasında kurşuna dizerek katletmişti. Görgü tanıklarının anlattığına göre, polis Karadağ’ı vurmakla kalmamış, son kurşunlarını da yerde yaralı yatarken üzerine boşaltmıştı.
Bu cinayetin ikinci duruşması 9 Kasımda Bakırköy adliyesinde görüldü. Katil polisler hakkında açılan davada, mahkeme polisi aklama derdinde. Bir yıldır oyalamaya giden mahkeme, delillerin karartılmasına seyirci kalıyor. Davacı avukatlarının talepleri dikkate alınmıyor. Mahkemeye ne telsiz konuşmaları ne Karadağ’ın elbiseleri ne de görgü tanıkları getiriliyor. Cinayetle suçlanan polisler tutuklanmıyor aksine ödüllendiriliyor. Polisin satın alınmış faşist tanıklarıysa mahkemede sıkıştıkça, Karadağ ailesini tehdit ediyor, davacılara meydan okuyorlar.
Tüm bu kanunsuzluklar burjuva hukukunun kimin hizmetinde olduğunu çıplak bir şekilde gösteriyor. Alaattin Karadağ, ezilenlerden, sömürülenlerden yana bir düzenin kurulması için mücadele eden devrimci bir işçiydi. Onu katleden ve katillerini koruyan ise kapitalist devlet ve onun uşaklarıdır. Karadağ cinayetinde yaşananlar devrimcilerin, öncü işçilerin ve ezilen halkların her hak alma mücadelesinde yaşadıklarından farklı değildir. Burjuvazi, kanlı düzenini sürdürmek için haksızlıklara karşı çıkanları devlet makinesi aracılığıyla bastırmaya çalışıyor. Kanlı düzenin gerçeklerin üzerini örtmesine izin vermeyelim. Bu kanlı düzenin son bulması için mücadeleyi ve devrimci dayanışmayı yükseltelim.
link: Marksist Tutum, Alaattin Karadağ Cinayetinde Mahkeme Katilleri Aklama Uğraşında, 15 Kasım 2010, https://marksist.net/node/2523
Ekim Devrimi ve Devrimci Parti
Fransa’daki İşçi Mücadelelerinin Düşündürdükleri