Vurulmuşum
Düşüm, gecelerden kara
Bir hayra yoranım çıkmaz
Canım alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara
Şifre buyurmuş bir paşa
Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız
Ahmed Arif
Van’ın Özalp ilçesinde bir kışla. Kışlanın gri renkli nizamiye kapısından tanklar, toplar, silahlı askerler aralıksız girip çıkıyor. Gri kapının üstünde kurşuni harflerle Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası yazıyor. Caddeden geçen her Kürt bu adı okuduğunda aklına “Şifre buyurmuş bir paşa” geliyor.
O paşa, cumhuriyetin anlı şanlı paşalarındandı. Adı kışlalara, yollara ve meydanlara ne kadar verilse az gelirdi! Vatan için kurşun attı, attırdı! O yıllarda dünyanın her ülkesindeki meşhur paşalar kapitalist düzenin devamı için kurşun sıkmakta çok deneyim kazanmışlardı. Muğlalı Paşa da kurşunlarını 33 Kürt köylüsüne sıkarak vatani görevini yerine getirmişti!
“Gayri eşkıyaya çıkar adımız”
Bürokrat, siyasetçi ve ordu görevlileri arasındaki çıkar kavgası 1943 yılında küçük çaplı bir karışıklığa yol açar. Sınır bölgelerindeki kaçakçılık rantı devlet içindeki güç odaklarını birbirine düşürmüştür. Kaymakam Hilmi Tuncel, İran’dan gasp edilen 500 kadar koyunu kendi hesabına geçirir. Van’a bir baskın düzenleyerek koyunlarını geri alan İranlı aşiret reisi ise şehri yakıp yıkar. Yıllarca birbirinin midesini besleyenler sonunda birbirinin gözünü oymaya başlamışlardır. Çıkar savaşı devletin otoritesini zaafa uğratmıştır. Acilen yardım istenir. Olayları bastırmak ve sorumluları cezalandırmak üzere Orgeneral Mustafa Muğlalı görevlendirilir. Daha evvel hiçbir suçu olmadığından serbest bırakılan 33 Kürt köylüsü, Muğlalı’nın emriyle yeniden tutuklanır. Kürt köylüleri İran’a ve Rusya’ya yardım etmekle suçlanır. 33 Kürt köylüsünün adları “paşalar cumhuriyetinde” bölücü eşkıyaya çıkar. “İbret olsun” diye 33’ü birden elleri arkadan bağlanarak kurşuna dizilirler.
Katliam yıllarca sumen altı edilir, katliam hakkında en ufak bir soruşturmaya dahi izin verilmez. Fakat 33’lerden biri yaralı olarak kurtulup, İran’a sığınmıştır ve yaşadıklarını basına anlatmıştır. 5 yıl sonra (1948 yılında) Demokrat Parti katliamı meclis gündemine getirir. Amaç Kürt halkının güvenini kazanmak ve yaklaşmakta olan seçimlerde Kürt oylarını almaktır. Muğlalı yargılanır ve idama mahkûm edilir. Cezası, ilerlemiş yaşı dolayısıyla 20 yıla indirilir. Ancak Muğlalı 1951 yılında cezaevinde ölür.
“Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz”
Kürt halkının makûs talihi halen değişmiş değil. Devletin Kürt halkına “ibret olsun” diyerek verdiği cezalar bitmiyor. İnkâr ve imha siyaseti cumhuriyetin kuruluşundan bu yana aralıksız devam ediyor. 2004 tarihinde “Muğlalı” bir kez daha Kürt halkına 33 kurşunu sıkmaya başladı. Kürt halkına kurşun sıkan Paşa’nın adı 2004 yılında Van’daki kışlaya verildiğinde tarih adeta tekerrür etti. Devlet itibar iadesinde bulundu. Muğlalı’nın cezaevinde geçen 3 yılının öcü alınmış oldu.
“Vurun ulan, vurun, ben kolay ölmem”
Ancak tarihine sahip çıkan Vanlılar 2004 yılında mahkemeye başvurarak Muğlalı adının kışladan kaldırılmasını istediler. Bu yılın Mayıs ayında da DTP’li milletvekilleri meclise bir soru önergesi vererek kışlaya Muğlalı adının verilmesinin suçu ve suçluyu övmek olup olmadığını sordular. Verilen cevap 80 yıllık inkâr siyasetinin bir devamı niteliğindeydi. Milli Savunma Bakanlığının yaptığı açıklama, Muğlalı’nın ölümünün üzerinden çok seneler geçtiği ve cezasını çektiği yolundaydı. Yani 33 kişinin katilinin ismi yerli yerinde durmaya devam ediyor.
Ahmed Arif “33 Kurşun” adlı şiiriyle bu katliamın unutulmamasını sağladı. Arif, destansı şiirinde 33’lerden birini anlatır ve şöyle der egemenlere: “Vurun ulan/ Vurun/ Ben kolay ölmem”. Gerçekten de tüm inkâr ve imhaya karşın Kürt halkı haklı mücadelesini sürdürüyor. Ama yeni Muğlalılar “şifre buyurmaya”, halkları birbirine boğazlatmaya, katletmeye devam ediyor.
Türkiye işçi sınıfı kardeş Kürt halkına yardım elini uzatmalıdır. Başkasını ezen ulus asla özgür olamaz. Tarihin sayfaları kapitalist düzenin barbarlıklarıyla doludur. Bu vahşete son verecek tek güç Türk ve Kürt işçi sınıfının ortaklaşa mücadelesi olacaktır.
link: Yavuz Girgin, “Şifre Buyurmuş Bir Paşa”, 19 Mayıs 2008, https://marksist.net/node/1795
Tersane Patronları Kana Doymuyor!
Sosyal Güvenlik Saldırısı