Türk-İş, AKP hükümetinin çıkarmak üzere olduğu iş yasasını protesto etmek için bütün üyelerine 17 Mayısta Ankara'da miting çağrısında bulundu. Bu yasaların hazırlanması ve meclise gönderilmesi sürecinde hiçbir ciddi muhalefette bulunmayan, tabanını yasalar konusunda hiçbir şekilde bilgilendirmeyen Türk-İş'in asıl amacı, tabanı karşısında pasif durumda görünmemek için zevahiri kurtarmaktı. Bu amaçla bütün sendikalara çok ciddi talimatlar verdi. Şimdiye kadar ne bir mitinge ne de bir yürüyüşe katılan birçok sendika şubesi bu talimat doğrultusunda 9-10 otobüsten fazla bir katılım örgütlediler. En sarı denilen sendikaya üye işyerlerinden dahi 3-4 otobüs kaldırdılar. Alanda çeşitli sendikalardan yaklaşık 80 bin işçi vardı. Bu bize sendika bürokrasisinin istediğinde işçileri kitlesel halde bir araya getirebildiğini ve alanlara akıtabildiğini gösteriyor. Dolayısıyla işçi sınıfı açısından, sendikalarda sınıftan yana militan bir önderliğin önemi bir kere daha açığa çıkıyor. İşçi sınıfının ekonomik örgütü olan sendikalar, işçi sınıfının mücadele içinde pişmesi için en önemli araçlardan birisidir. Ama doğru bir sendikal önderlik altında.
İşçi sınıfının büyük önderlerinden Lenin, bütün çabasını işçi sınıfının bilinçlendirilmesi ve örgütlenmesi yönünde harcamış, sınıfın bilinç sorununa gereken önemi vermiştir. Onun çeşitli vesilelerle vurguladığı gibi, işçi sınıfının kapitalist sömürü düzeninden kurtulabilmesi için, yalnızca sendikal mücadele düzeyinde bir bilinç yetmez. İşçi sınıfının siyasal açıdan bilinçlenmesi, yani sınıf bilincine ulaşması, sınıf hareketinin siyasallaşması gerekir. Ama öte yandan, işçi sınıfının kitlesel mücadelesi açısından sendikalar ve sendikal örgütlülük de çok önemlidir. Bugün Türkiye'de işçi sınıfının sendikalılık oranı ne yazık ki çok düşük ve sendika üst yönetimleri sendika bürokratlarının elinde. Bu yüzden sendikal mücadele bir tıkanıklık içinde. Buna rağmen Türk-İş çağrı yaptığında yine de toplumun çeşitli kesimlerinde yankı buluyor.
Sendikaların önemini vurguladık, peki bugün Türk-İş sınıfın taleplerini savunuyor mu? Hayır. Ancak buna rağmen kendi varlığını korumak için birtakım eylemler yapıyor. Ama devrimci işçiler sendikalarda mevziler elde edip Türk-İş'in ve diğer konfederasyonların sendikal anlayışına alternatif bir anlayışı örerlerse, işçi sınıfının ekonomik mücadelesini ilerletebilirler.
Türk-İş'in düzenlediği mitingde işçiler kinliydi. Bu kin onların sınıf kiniydi. İşçi sınıfı bugün yeterli bir bilinç düzeyine sahip bulunmuyor. Ama işçi sınıfı kavgaya girdiğinde, en bilinçsiz en geri dediğimiz işçiler bile sınıf dürtüleriyle mücadelede en militan işçiler olabiliyor. Bu durum biraz kedinin aslanlaşmasına benzetilebilir. İşçi sınıfının örgütlü kesimini küçümseyenlere ona aristokrat vs. diyenlere işçi sınıfı haykırıyor; ben buradayım varım ve varolacağım. Bütün toplum kesimlerini peşimden sürükleyeceğim.
Mitinge gelince ve işçiler alanları doldurunca, sınıfa öncülük edeceğini söyleyerek alanlara çıkanlar, sınıfın kitlesi karşısında yok denecek kadar az bir sayıyı oluşturuyorlar. Bu bize işçi sınıfının katılmadığı hiçbir eylemin kitleselleşemeyeceğini gösteriyor.
Bir başka açıdan bakarsak, işçi sınıfı siyasallaşmadan hiçbir hareket kendisini besleyemez, giderek küçülür, bölünür ve parçalanmanın eşiğine gelir. Ama yüzünü işçi sınıfına dönenler giderek büyür ve sınıf mücadelesine damgasını vurur. Bugün sorun, işçi sınıfının ekonomik mücadele örgütleri olan sendikalarda sınıf bilinçli kadrolar oluşturmak ve sendikaları bürokratların elinden kurtarmaktır. Sendikaları militan işçi kadrolarının kontrolüne geçirmektir. Bu da bir kez daha sınıfın doğru bir siyasal önderliğe sahip olmasının ne kadar önemli ve gerekli olduğunu ortaya koyuyor. Bir siyasal önderlik olmaksızın sınıfı siyasal olarak harekete geçirmek imkansızdır. Bugün bu siyasal önderliğin oluşması için çalışmalıyız. Bunun için yapılması gereken sabırla, ısrarla ve süreklilikle çalışmaktır, sınıfın bilinç sorununa çözüm getirmektir. Kadrolar kolay bulunmuyor ve kolay yetişmiyor. Yine de çubuğu buraya bükmedikçe işçi sınıfı nihai çözüme ulaşamaz.
YAŞASIN SINIF MÜCADELESİ!
YAŞASIN İŞÇİLERİN ULUSLARARASI MÜCADELE BİRLİĞİ!
BİRLEŞEN İŞÇİLER YENİLMEZLER!
link: MT okuru bir petrokimya işçisi, Türk-İş Ankara Mitinginden İzlenimler, 20 Mayıs 2003, https://marksist.net/node/1265
Sermaye patronları işbaşında