Kapitalist sistemde yürütülen bilimsel çalışmaların hepsi gerçekten bilimsel mi diye düşünmeden edemiyor insan. Geçtiğimiz günlerde Taraf gazetesinde okuduğum yazı bilimsel bir çalışma diye haber yapılmış. “Kadehler Dostluğa Kalkıyor” başlığı ile verilen haber şöyle: “Bilim adamları, alkol bağımlılığıyla ilgisi olduğu düşünülen DRD2 kodlu genin taşıyıcıları arasında arkadaşlık ilişkilerinin yoğun olduğunu keşfetti. CYP2A6 kodlu genin taşıyıcıları ise birbirlerinden pek hoşlanmıyor. … BBC’ye mülakat veren Prof. Fowler, ‘arkadaşlık genlerinin’ dış görünüme yansıyor olabileceğini ve bu sayede aynı genin taşıyıcılarının birbirlerini ayırt edebileceğini öne sürüyor.”
Nasıl oluyor da bir gen insanlar arasındaki ilişkiyi, dostluğu belirleyebilir? İnsanların yaşam biçimlerini, ilişkilerini, alışkanlıklarını genlerle açıklamaya çalışmak düpedüz sahtekârlıktır. İnsan içinde bulunduğu toplumsal yapı ile birlikte vardır. Geçmişte de insanı ve toplumsal olayları genlerle açıklamaya çalışan “bilim adamları” vardı. Suç, ırk, zekâ seviyesi vs üzerine çalışma yapan “bilim adamları” beyaz ırkın daha zeki olduğunu, siyahların suç işlemeye yatkın ve geri zekâlı olduklarını ileri sürüyorlardı. Daha birçok çalışma yapıldı beyazları üstün ırk olarak tüm insanların kabul etmesi için. Oysa yaşam bunun doğru olmadığını gösterdi. Özellikle ABD bu çalışmaları destekliyor ve siyahları insan yerine koymuyordu. Hayatın cilvesine bakın; bugün ABD’yi yöneten bir siyah.
İnsan sadece genleriyle değil içinde yaşadığı toplumsal yapının tüm etkileriyle vardır. İnsan davranışlarını ve alışkanlıklarını sadece genlerle açıklamak, yapılan çalışmanın bilimsellikten ne kadar uzak olduğunu gösterir. İnsan ilişkileri genlerle belirleniyorsa neden bir patronla bir işçi arasında kadehler dostluğa kalkmıyor? Oysa patronlar da işçiler de belirli oranlarda içki tüketiyor. Aynı geni taşıdıklarına göre neden dost olamıyorlar? Dost olacaklarına göre sınıfsal çıkarları arasındaki çatışmanın da ortadan kalkması gerekmez mi? Benzer “bilimsel” çalışmalarla, bir insanın hangi sınıfın üyesi olacağını hatta ne iş yapacağını da genlerin belirlediğini söylemişlerdi bir dönem. Şunu çok iyi bilmek gerekiyor ki, içinde yaşadığımız kapitalist sistemde bilimsel çalışmalar toplumun genel çıkarları için değil bir avuç olan egemen sınıfın çıkarları temelinde yapılmaktadır. Bu nedenle sermaye sınıfının çıkarları temelinde yapılan bilimsel çalışmalar toplumun geneli için geçerli gösterilmek istenmektedir. Alkol tüketiminin hiç olmadığı bir toplum kesiminde insanlar birbirleriyle dost olamazlar mı?
Kapitalist sistem insanları iki temel sınıfa bölmüştür. Bir araya gelmeyi sağlayansa genleri değil sınıfsal çıkarlarıdır. İşçi sınıfının tarihine baktığımızda yaşanmış birçok grev ve direniş var. Bu eylemleri gerçekleştiren işçilerin ortak yönleri aynı sınıfın insanları olmaları ve çıkarlarının birlikte hareket etmelerine bağlı olmasıdır. Genlerinin burada hiçbir etkisi yoktur.
Bugün Tunus’ta yaşanan halk ayaklanması egemenlerin yüreklerini ağızlarına getirmiştir. Yıllardır baskı altında kalan, işsizliğe, açlığa mahkûm edilen on binlerce insan egemen sınıfa karşı harekete geçti. Geçmekle kalmadı, Tunus’ta 23 yıldır iktidarda olan diktatörün ülkeden kaçmasını sağladı. Düşünün bu insanların gen kodları aynı mı? Diktatörlüğe karşı harekete geçen halkı genleri mi isyana sürükledi, yoksa içinde bulundukları toplumsal koşullar mı?
Her şeyi genlerle açıklamak, mülkiyet ilişkilerini, üretim ilişkilerini, toplumsal değer yargılarını vs. görmemektir. Genlerin etkisi hiç yok denilemez fakat çevresel faktörlerin etkisinin çok daha ağır bastığı ortada. Hele ki kişisel değil de toplumsal olayları ele aldığımızda bunu genlerle açıklamak imkânsızdır. Toplumsal olaylarda belirleyici olan mülkiyet ilişkisidir. İnsanların davranışlarını, alışkanlıklarını vs. belirleyen üretim ilişkileridir. Bu yüzden işçi sınıfının sınıfsal davranışlarını da genlerle açıklayamayız.
Kadehler dostluğa kalksa bile bunu belirleyen genler değildir. Sınıfsal çıkarların öne çıktığı bir sistemde farklı iki sınıfın çıkarları sürekli bir çatışma içindeyken kadehler hangi dostluk için kalkacak?
link: Avcılar’dan bir MT okuru, Dostluğu Genler Belirliyormuş!, 25 Ocak 2011, https://marksist.net/node/2573
Burjuva Aydınlanmacılığı ve Marksizm
Arap Halkları İsyanda, Çözüm İşçi İktidarında