Şanlı Ekim Devrimini 106. yılında anıyoruz. Bu büyük işçi devrimi tarihte yepyeni bir dönemin başlangıcı olmuştu. Ekim Devrimi cephelerde birbirine boğazlatılan emekçilere “barış” çağrısında bulundu ve 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının son bulmasını sağladı. Lenin ve Bolşevik Parti önderliğinde gerçekleşen Ekim Devrimi Çar’ın ve burjuvazinin emrindeki sürekli orduyu lağvetti. Devrim, işçi milislerinden oluşan yepyeni bir anlayışın öncüsü oldu.
Kapitalist güçlerin vatan savunusu adı altında, milliyetçilik zehriyle besledikleri, ölümcül silahlarla donattıkları büyük ordular şanlı devrimle parçalanmaya başladı. Çarlık Rusya’sındaki generallerin, subayların apoletleri söküldü. Erleri aşağılayan zorunlu selamlamalar kaldırıldı, üstlerin emirlerine kölece bağlılık anlayışı son buldu. Tarihte ilk kez enternasyonalizm temelinde, halkların kardeşliği ve işçilerin birliğini savunan işçi milisi oluşturuldu. Kararlar bir avuç general tarafından değil, işçi ve asker sovyetleri tarafından alınmaya başlandı. Devrimci kararlar alan işçi ve emekçiler bu kararları gerici ordulara karşı elde silah hep birlikte savundular. Çarlığın halklardan sakladığı haksız, gerici, barbar savaş planları ifşa edildi. Tüm cephelerdeki askerlere kardeşleşme çağrısı yapıldı. Emirleri reddetme ve silahları masum halkı katleden generallere çevirme çağrısı yapıldı. Bu çağrı etkili oldu ve erler cesaretle cephelerde “kahrolsun savaş” diyerek isyan etti.
Ekim Devrimi yeni bir çağın başlangıcı demekti. İşçi milisler iç savaş boyunca sovyetleri savunmak için Beyaz Ordu’ya karşı kahramanca mücadele ettiler. İşçi devriminin kazanımlarını korumak için her türlü görevi severek, isteyerek birlikte alıp, birlikte uyguladılar. Rus Çarlığından sonra sıra Avrupa’daki sermaye egemenliğinin devrilmesindeydi. Rusya’daki büyük değişim ve dönüşümün başlangıcını gören Avrupalı kapitalistler devrimin kendi ülkelerine, kendi ordularına sıçramasına engel olmak için ellerinden gelen her yola başvurdular. İşçi ve askerlere söz geçiremeyen burjuvazi, sosyal-demokrasiyi iktidara taşıyarak sömürü düzenini korumayı başardı. İlerleyen yıllarda Ekim Devrimi Rusya topraklarında yalnızlaştı ve kazanımlarını koruyamadı, bürokratik bir karşı-devrimle işçi iktidarı yıkıldı ve işçiler kazanımlarını kaybetti.
Ekim Devriminin üzerinden geçen 106 yılda emperyalist güçler dünyayı yok edecek nükleer, biyolojik silahlar ürettiler. Son teknoloji ile donatılmış güdümlü füzeler icat ettiler. Savaş tehdidini güncel tutarak, halklar arasında kin ve nefret tohumları ektiler. Bütün ülkeler silahlanmaya büyük kaynaklar ayırdı. Ordu ve generaller üzerinden efsaneler ürettiler, yeni bir dünya savaşının kıvılcımını çaktılar. Böylece ilk ikisinden kat kat daha büyük sonuçlara yol açacak Üçüncü Dünya Savaşını başlattılar. Ekim Devriminin derslerini hatırlamak bu açıdan son derece önem taşıyor. Ekim Devrimi sürekli orduları dağıtarak halkın sırtındaki bu kamburu parçalamak, silahlanmaya ayrılan devasa bütçeleri eğitim, sağlık, ulaşım gibi sosyal kazanımlara dönüştürmek istiyordu. Dün olduğu gibi bugün de burjuvazi halkın boğazından kesilen kaynakları ölüm makinelerine yatırıyor. Siyasetin şiddet ve ölümle bezeli bir devamı olan savaşın panzehiri, “yerli ve milli” orduların daha çok silah üretmesi değildir. Halkların birbirine din, dil, ırk temelinde kışkırtılıp kırdırılması değildir. Ortadoğu’dan Asya-Pasifik’e kadar savaşı durduracak tek güç işçi sınıfının enternasyonalist mücadele birliğidir.
Yaşasın Şanlı Ekim Devrimi ve Onun Kahramanca Mücadelesi!
link: Gebze’den bir işçi, Ekim Devrimi Militarizme de Karşıydı , 11 Kasım 2023, https://marksist.net/node/8117
Ekim’in Fenerinde İşçi Devrimi Hayalimiz
Yolumuz Ekim Devrimini Yaratanların Yoludur