İklim krizi, savaşlar, evinden yurdundan edilen yoksul halk kitleleri ve daha pek çok yıkım... Günden güne felâketlerin arttığı bir sistemde yaşıyoruz. Bir yanda milyonlarca insan başını dahi sokacak ev bulamıyor, öte yanda bir avuç zengin lüks saraylarda yaşıyor. Bir yanda milyonlarcamız açlıkla hastalıkla boğuşuyor, öte yanda tüm dünyaya yetecek kadar zenginlik birikiyor. Üstelik zenginliği kendi elleriyle var edenler onun kırıntılarına dahi ulaşamıyor. Akıldışı olan kapitalizm bizler için felâketten başka bir şey üretmiyor. Emperyalist güçlerin talan ettiği Ortadoğu’da işçi ve emekçiler nice acılar yaşıyor. Yıllardır Ortadoğu’da kanayan bir yara olan Filistin sorunu binlerce insanın ölümü demek oldu. Küçücük masum çocukların bedenleri toprağa karıştı. Ve dünyamızın toprakları mazlum halkların kanlarıyla yıkanmaya devam ediyor!
İşçi sınıfının gençleri olarak bizler de kapitalizmin yarattığı felâketlerden nasibimizi alıyoruz. Dünyanın pek çok yerinde gençler kapitalizmin yarattığı karanlığın içinde boğuluyor, nefes almak istiyor. Hayat pahalılığı, barınma sorunu, işsizlik, güvencesizlik, polis şiddeti gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalıyor. Pek çok genç arkadaşımız tüm bu sorunlarla tek başına başa çıkamadığı için umutsuzluğa kapılıyor, depresyona giriyor. Gelecek kaygısı kimi gençleri intihara sürüklüyor. İşte kapitalizmin hayatının baharındaki gençlere reva gördüğü hayat! İşçi sınıfının gençleri olarak bu çürümüş kapitalizmle mücadele etmekten ve bu düzeni değiştirmek için işçi sınıfının saflarına katılmaktan başka çaremiz yok.
Kapitalizmin temsilcileri yıllarca sosyalizmin ütopik olduğunu, bu düzenin değiştirilemeyeceğini propaganda ettiler, ediyorlar. Fakat bu ideolojik saldırılara, yalanlara, karalamalara rağmen gerçekler ortada duruyor. Bizler başka bir dünyanın mümkün olabileceğini bundan 106 yıl önce gerçekleşen 1917 Şanlı Ekim Devrimi ışığında öğrendik. Ekim Devriminden çıkarılan dersler bizlerin yolunu aydınlatan bir meşale gibi yanmaya devam ediyor. Ne mutlu ki dönemin koşulları ne denli kötü olursa olsun aydınlık yarınlar için bizlere kılavuzluk eden bir tarihimiz var.
Bizler haksız savaşların olmadığı, kimselerin yatağına aç girmediği ve çocukların ölmediği, sınıfsız, sınırsız sömürüsüz bir dünyanın hayalini kuruyoruz. Yani bizlerin işçi devrimi hayali var. Bu hayali gerçek kılmak için koşullar ne olursa olsun kavgamıza devam edeceğiz.
link: İstanbul’dan bir grup genç, Ekim’in Fenerinde İşçi Devrimi Hayalimiz, 8 Kasım 2023, https://marksist.net/node/8111
Vardım, Varım, Var Olacağım!
Yolumuz Ekim Devrimini Yaratanların Yoludur