Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Kâr ve sermaye birikimini arttırmak amacıyla yapılan kapitalist üretim, doğada ve toplumda büyük tahribatlara yol açarak çelişkileri alabildiğine derinleştirmiş, bir kırılma ve patlama noktasına taşımıştır. Tarihsel bir tıkanma yaşayan kapitalizm bugün tüm insanlığı bir varoluş sorunuyla karşı karşıya getirmiş bulunuyor. Ekonomik kriz, salgın, ekolojik kriz, savaş ve göç sorunu, akıl almaz boyutlara varan toplumsal eşitsizlik… Kapitalizmin yarattığı karanlık bir taraftan insanlığa cehennemi yaşatırken diğer taraftan yeni isyan dalgalarını tetikleyerek yeni Ekimlerin temelini hazırlıyor. Lenin, emperyalizm çağının, birikimli toplumsal çelişkilerin bir kıvılcımla patlayarak proleter devrime yol açmasının koşullarını olgunlaştırdığına dikkat çekmişti. Lenin’in işaret ettiği gerçeklik, küresel kapitalizm koşullarında daha fazla ete kemiğe bürünmüştür. Son yirmi yıllık süreçte ardı ardına gelen ayaklanmalar ve devrimci durumlar da bunun kanıtıdır.
İşçi sınıfı ve emekçi kitleler, son altı yıldır Türkiye’de faşist rejim altında büyüyen ve bir yumağa dönüşen sorunlarla boğuşuyor. Bugün rejimin toplum üzerinde kurduğu baskı, toplumu yapay gündemler etrafında kutuplaşmaya zorlaması, diğer yandan büyüyen ekonomik sorunlar, giderek derinleşen ve genişleyen yoksulluk, 10 milyona varan işsiz sayısı tüm toplumu boğup nefessiz bırakıyor, umutsuzluk ve karamsarlık yaratıyor. Ama her zaman söylediğimiz gibi her şey karşıtıyla birlikte vardır. Nitekim toplumun derinlerinde biriken öfke ve değişim isteği büyüyor. Yeni bir dönemin açılmakta olduğunun işaretleri her alanda hissediliyor. Rejim partilerinin oy tabanında çözülme ve kopuş hızlanırken toplumda biriken değişim arzusu, hoşnutsuzluk ve öfke çeşitli kanallardan kendini dışa vuruyor. İşçi sınıfı devrimcilerine düşen görev, bu yeni döneme hazırlanmak, işçi sınıfının bağımsız siyasetini ortaya koymak ve mayalanmakta olan toplumsal mücadelenin katalizörü olmaktır.
Kapitalizm ekonomik, siyasal, toplumsal, çevresel sorunları getirip aynı noktada düğümlemiştir. Gerçek ortada: Kapitalizm dünyaya cehennemi yaşatıyor ve bu durum ilelebet süremez. Göç sorunundan pandemiye, büyüyen toplumsal eşitsizlik ve işsizlikten genişleyen Üçüncü Dünya Savaşına, burjuva demokrasisinin alabildiğine kabuğa dönüşüp dünya genelinde otoriterleşmenin güçlenmesinden doğanın tahrip edilmesine kadar kapitalizmin insanlığın önüne yığdığı ve kangrene dönüştürdüğü devasa sorunlar, ancak işçi sınıfı devrimci kılıcını kullanırsa çözülebilir. Kapitalizm tüm insanlığın kaderini tam anlamıyla ortaklaştırarak önüne iki seçenek koymuştur: Ya kapitalizm bir devrimle yıkılacak ve insanlığın kurtuluşunun önü açılacak ya da çürüyen kapitalizm insanlığı da çürüterek, sonu gelmez acılar yaşatarak dünyayı yok oluşa sürükleyecek. Yani ya devrim ya yok oluş!
Bizler; dünya işçi sınıfının yeni Ekimler yaratacağına olan inancımızla tarihsel önderlerimizin açtığı yolda yürümeye devam ediyor, 1917 Ekim Devrimini 104. yılında tüm mücadele coşkumuzla selamlıyoruz!
Yaşasın Ekim Devrimi!
Yaşasın Sosyalizm!
link: Marksist Tutum, İnsanlık Yol Ayrımında: Ekim Devrimi Yol Gösteriyor, 6 Kasım 2021, https://marksist.net/node/7503
Yeni Ekimler İçin Proleter Devrimci Çizgide Israr
Kapitalizmin Sonu Açlığın da Sonu Olacak!