İnsanlık tarihi yüz binlerce yıla dayanıyor. Milattan önce, milattan sonra, eski çağ, yeni çağ veya şimdi yaşadığımız 21. yüzyıl... Nice krallıklar, imparatorluklar, uygarlıklar yaşamış ve yıkılmış. Dünya ve insanlık tarihini anlamak için geriye kalan yapılara, kalıntılara bakılır. İnsanlık nasıl yaşamış, nasıl gelişmiş bunlardan öğreniriz. Bunun için de kültürel miraslar çok önemlidir. Yaşadığımız coğrafya da birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Bu uygarlıkları temsil eden yapılar birçok şehirlerde bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Adıyaman Nemrut dağındaki anıt-heykellerdir. M.Ö. 62 yılında Kommagene kralı I. Antiokhos Theos, Pers ve Yunan-Helen kültürünü sentezleyerek bu dağın tepesine Yunan ve Pers tanrılarının heykellerinin yanı sıra kendi mezar tapınağını da yaptırmıştır. Arkeologlar uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda heykellerin Kommagene krallığına ait olduğunu bulmuşlar.
Kommagene Yunanca “genler topluluğu” anlamına geliyor. Kral, “genler topluluğu”na barışı yaşatacağı sözünü verir. Farklı toplulukların birliğini koruyacağı ve tanrılarla bağlarını güçlendireceği güvencesiyle birçok tapınaklar yaptırır.
Bu tarihi yapılar insanı kendisine hayran bırakıyor. Ancak son zamanlarda AKP hükümeti, Milli Eğitim Bakanlığı eliyle çeşitli bahanelerle ders kitaplarında bu tarihi kültürel yapılara kulp takarak dil uzatıyor. 6. sınıf Kuran dersi için hazırlanan kitapta, İbrahim peygamberi ateşe attığı kabul edilen Kral Nemrud ile Kommagene Krallığı dönemi karıştırılmış ve Nemrut dağındaki heykeller put görseli olarak yer almış. İbrahim peygamberden yüzlerce yıl sonra M.Ö. 109 yılında bağımsızlığını sağlayan Kommagene Krallığının Nemrut dağında inşa ettiği heykeller, Nemrud hadisesine örnek olarak tanıtılmış.
Nemrut dağının coğrafi farklılığını bile dikkate almayan MEB, Adıyaman’ın Kâhta ilçesinin kuzeyinde yer alan ve Toros sıradağlarının parçası olan Nemrut Dağındaki heykelleri “inançsızlığın, ahlâksızlığın, çirkinliklerin ve putperestliğin merkezi” olarak anlatıyor öğrencilere. Çocuklara putların kırılışının anlatıldığı derste Nemrut’taki heykeller sıralanıyor. MEB kitaplarını yazan uzmanlar Kral Nemrud’la Nemrut dağının arasındaki farkı anlamayacak kadar kör, cahil olmuşlar. AKP hükümetinin tarihi kalıntılara saldırısı ilk değil elbette. Kültürel ve tarihi yapılara sahip çıkmadığı gibi tahribatına da ön ayak olmakta. Örneğin Efes antik kentinde düğün yapılmasına Kültür Bakanı tarafından izin veriliyor. Sözde restorasyon yapıyoruz diyerek tarihi eserleri kırıp döküyorlar. Bu nasıl bir kültürsüzlük ki tarihi yerlere TOKİ binaları yapılmasına onay veriyorlar?
AKP hükümeti insanlık tarihini karalayarak, tarihsel mirasın genç kuşaklara aktarılmasının önüne geçiyor. Yeni yetişen gençlerin de yalan yanlış bilgilerle kafalarını karıştırıyorlar. Oysa geçmişi bilmeyen geleceğini bilemez. Sürekli “her şeyin yerli milli olanı makbuldür” saçmalıklarını insanlara empoze etmeye çalışıyorlar. Okullardaki ders kitaplarından sanatı, kültürü, edebiyatı kaldırıp yerine uydurma tarih yorumları, safsatalar, saçmalıklar koyuyorlar. Siyasi iktidar eğitimin içini boşaltarak kof insanlar topluluğu yaratmaya uğraşıyor.
link: Avcılar’dan bir kadın işçi, İnsanlık Tarihi ve İktidarın Tarih Körlüğü, 1 Aralık 2017, https://marksist.net/node/6085
“Bu Toprakların Gerçek Sahipleri”
“Ben Böyle Bir Dünyada Yaşamak İstemiyorum”