2008 1 Mayıs’ı sermayenin işçi sınıfını hedef alan saldırılarının özellikle yoğunlaştığı bir döneme denk gelmiş bulunuyor. SSGSS yasa tasarısı, kıdem tazminatlarını gasp etme hazırlığı, sözde istihdam paketi gibi saldırılar, hemen akla gelen büyük boyutlu saldırılar. Ancak şüphesiz saldırılar bunlarla sınırlı değil. Son dönemde medyaya da konu olan Tuzla tersanelerindeki vahşi sömürü koşulları işçi sınıfının yaşadığı yakıcı sorunları göstermektedir. Bunların hepsi sermayenin işçi sınıfını doğrudan hedef alan saldırılarıdır. Diğer yandan yine bu topraklarda işçi sınıfını yakından ilgilendiren Kürt sorununda yeni saldırılar ve baskılar yaşanıyor. Bunlar yaşanırken burjuva düzen cephesinde it dalaşı yeniden kızışıyor ve faturasını işçi sınıfının ve mazlum Kürt halkının ödeyeceği bir kriz olgunlaşıyor.
İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs, tam da böylesi saldırılara karşı işçi sınıfının kitlesel biçimde tepki vermesinin, mücadele bilincini yükseltmesinin bir aracıdır. Bu 1 Mayıs, aynı zamanda, geniş işçi yığınlarının AKP’ye yönelik beklentilerinin kırılmaya ve yavaş yavaş bir hoşnutsuzluğun filizlenmeye başladığı, sınıf hareketinde küçük de olsa kıpırdanmaların görüldüğü, yoksul Kürt emekçi kitlelerin ulusal temelde yeni bir canlanma içinde oldukları bir döneme denk geliyor. Dolayısıyla, saldırılar ve başlamakta olan kriz de birlikte düşünüldüğünde, önümüzdeki 1 Mayıs işçi sınıfındaki kıpırdanışların gelişmesi bakımından da anlamlı bir fırsat ifade ediyor.
Ancak bunun değerlendirilebilmesi, bir yandan daha önceki 1 Mayısların derslerini doğru biçimde özümsemekle, bir yandan da sınıf devrimcilerinin buna uygun şekilde, azimle ve akıllıca çalışmasıyla mümkün olabilir. Bu noktada, 1 Mayıs gibi tarihsel anlamı olan büyük ölçekli eylem günlerine nasıl yaklaşılması gerektiği önem taşıyor. Bu uzun boylu bir konu olmakla beraber, bu yılın 1 Mayıs’ı için de benzer bir tablo doğması ihtimalini göz önünde bulundurarak, 2004 yılının ve geçen yılın 1 Mayıs’ı hakkında Marksist Tutum sayfalarında yer alan değerlendirmeleri özetle aktarmayı doğru buluyoruz.
“Devrimci bayrağın yükseltilmesi mücadelesinde asıl kıymetli olan, zaten devrimci bilince ulaşmış kadroların bunu bir biçimde teşhir etmesinden ziyade, geride duranları elden geldiğince biraz daha öne çekebilmektir. Bu nedenle 1 Mayıs benzeri eylemlerde Bolşevik kadroların içinde çalışma yürüttükleri kitleden kopmamaları ve duydukları devrimci heyecanı onlara da iletebilmenin yol ve yöntemi üzerinde odaklaşmaları gerekiyor. Devrimci unsurların sınıfın geri kitlesini kendi kaderiyle baş başa bırakarak, devrimci heyecanı kısa vadede çok daha fazla tatmin edebilirmiş gibi görünen yerlere yönelmeleri tek kelimeyle sorumsuzluktur.” (Elif Çağlı, Mayıs 2004)
“…sınıf hareketinin cılız ve geniş işçi kitlelerin sınıf bilincinin hayli gerilemiş olduğu koşullarda bölünmüş, parçalanmış bir 1 Mayıs, toplam olarak sınıf hareketini daha ileri götürmemiş, 1 Mayıs bilincinin yeni işçi bölüklerine yayılmasına katkıda bulunmamıştır… sınıf hareketinin bütünü açısından manzara budur. Ne hazindir ki, darbecilerin milyona yakın kalabalıkları meydanlara topladığı günlerde, bunları misliyle katlayabilecek sayısal potansiyeli olan işçi-emekçi kitleler kendi mücadele günleri olan 1 Mayıs’ta adamakıllı bir kitlesel miting bile yapamamış duruma düşürülmüştür.” (Marksist Tutum, Mayıs 2007)
Bu değerlendirmeler, 2008 1 Mayıs’ı öncesinde de sınıf devrimcilerinin kulağına küpe olması gereken temel yönleri özet biçimde ortaya koymaktadır. Bugün de burjuva siyaset arenasında it dalaşının kızıştığı bir atmosferde işçi sınıfını benzer bir duruma düşürmemek için sınıf devrimcileri tüm gayreti göstermelidirler. Bunun için birleşik, kitlesel, coşkulu, işçi sınıfının daha geniş kesimlerinde mücadele şevki uyandırmaya hizmet edecek bir 1 Mayıs hedeflenmelidir. 1 Mayıs tek bir gün olarak algılanmamalı, öncesinde anlamlı etkinlik ve örgütlenmelerle mümkün olduğunca geniş işçi kesimleri yaygın biçimde bilinçlendirilmeye ve harekete geçirilmeye çalışılmalı, sonrasında da 1 Mayısın enerjisiyle bu çabalar daha da pekiştirilmelidir. Bu iradeyle güçlü bir 1 Mayıs için kolları sıvayalım!
Yaşasın 1 Mayıs! Biji Yek Gulan!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadele Birliği!
link: Marksist Tutum, 1 Mayıs’a Doğru, 9 Nisan 2008, https://marksist.net/node/1754
Burjuva Cephede İt Dalaşı Devam Ediyor
Amerikalı Liman İşçileri 1 Mayıs’ta Savaşa Karşı İş Bırakacak