Uzun yıllar boyunca TC’nin inkâr ve imha politikalarına maruz kalan Kürt halkının yüreği, en taze yaralardan biri olan Roboski katliamının acısı ile sızlamaya devam ediyor. Çoğu çocuk 34 Kürdün devlet eliyle katlinin üzerinden üç koca yıl geçmiş olmasına rağmen sorumluların hiçbiri gerçekleştirdikleri bu katliamın bedelini ödemiş değil. Üstelik Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın Roboski ile ilgili yaptığı soruşturmada takipsizlik kararı vermesiyle TC resmi olarak kendini aklanmış gösterdi. Savcılık, soruşturmada adı geçen şüpheli generaller hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına, şüphelilerin “kaçınılamayacak” bir hataya düştüklerine karar verdi.
Bu karara göre “TSK personeli TBMM ve bakanlar kurulu kararları çerçevesinde, kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdikleri, görevi yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren sebep bulunmadığı anlaşıldığından” kovuşturmaya yer yokmuş. Yani, devletin vahşi saldırısı ile kaybettiği yavrusunun açık kalan gözlerini kapatmaya çalışan babalar, çocuğunun parçalarını bulamadığı için bedenini toprağa eksik gömmenin acısını yıllarca içinde taşıyacak analar bu “kaçınılamayacak” hatayı kabullenip kaderlerine razı olmalıymış.
Dönemin başbakanı Erdoğan’ın “Büyük bir dikkatle meseleyi takip ediyoruz ve edeceğiz, yaşananların aydınlanması için tüm imkânlarımızı kullanıyoruz” sözlerinin Kürt sorununa ilişkin konularda pek çok kez tekrarladığı, oyalayıcı boş laflardan olduğu da bunca süre boyunca kıllarını kıpırdatmamış olmalarıyla ortaya çıkmış durumda. Nitekim inişli çıkışlı bir biçimde sancılar içerisinde ilerleyen “çözüm süreci”nde, havanın en ılımlı olduğu günlerde bile Roboski katliamının adını anmayan hükümet, bu konuda sadece tazminat konusunda bir girişimde bulunmuştur. Hükümetin iş bilir esnaf tavrıyla sergilediği bu hoyratlık da evlatlarını kaybeden ailelerin ve Kürt halkının canını daha da acıtmaktan başka bir sonuç vermemiştir.
Roboskili aileler sorumluların gerekli cezaları alması için mücadelelerini her türlü baskıya rağmen sürdürüyorlar. Hükümetin umursamaz tavrı karşısında evlatlarını kaybeden ailelerin “Tazminat konusunun söylenmesi bile bizim yaramızı her gün daha çok açmaya başladı. Biz bunu en son söylenecek söz olarak görüyoruz. Bu insanların failleri bulunmadığı sürece Başbakan’ın dile getirdiği tazminatı kesinlikle almayacağız” sözleri de hükümetin bu meseleyi ucuz yollarla örtbas etme gayretlerinin karşısında kararlı bir iradenin olduğunu göstermektedir. Bu yüzden faillerin ortaya çıkarılmamasına tepki gösteren aileler, devletin her bir can için verdiği 123 bin liraya dokunmadı. 4 milyon liradan fazla tazminat bedelini Ankara’ya iade ettiler.
Roboski’de devlet zulmünün açtığı yara halen kanamaktadır. Devrimci işçi sınıfı haklı temellerde mücadele eden tüm ezilenlerin olduğu gibi ezilen Kürt halkının da yanındadır. Ezilen Kürt halkının mücadelesinin bir parçası olarak Roboskili ailelerin adalet arayışına destek olunmalı, TC bu katliamı yaptığını kabullenmeye ve bunun bedelini ödemeye zorlanmalıdır. Bu katliamda fiilen sorumluluk alanların ve onlara emirleri verenlerin en ağır cezaları almaları sağlanmalı, devlet mağdur ailelerden özür dilemeli ve bunun gereklerini yerine getirmelidir.
link: Marksist Tutum, Roboski Yarası Kanamaya Devam Ediyor, 28 Aralık 2014, https://marksist.net/node/3866
Büyüyünce Ne Olacaksın?
Üniversitelerde Roboski Protestosu: Roboski’yi Unutmadık!