Ayaklanma diye gösterilen Van’daki olaylar bahane edilerek İstanbul’da Ermeni toplumunun önde gelenlerinden 235 kişinin tutuklandığı 24 Nisan 1915, Ermeni kırımının resmi başlangıç tarihi olarak kabul edilmektedir. Ermeni kırımı bu yıl ilk kez İstanbul’da da yapılan eylemlerle protesto edildi ve hayatını kaybedenler anılarak Ermeni halkının acıları paylaşıldı.
95 yıl önce İttihat Terakki hükümetinin aldığı kararla, bizzat dönemin İçişleri Bakanı Talat Paşa’nın not defterine düştüğü sayıyla 924 bin Ermeni Anadolu topraklarından sürülmüştü. Bunların çok büyük bir bölümü ise sürgün yollarında katledilmişti.
Ermeni halkının acısını paylaşmak için Taksim Meydanı’nda aydın ve sanatçılar tarafından bir oturma eylemi düzenlendi. Eylem gerçekleştirildiği sırada katliamcıların savunucusu faşist bir güruh, kitleye doğru yönelerek saldırmak istedi ve hakaretlerde bulundu. Oturma eylemi yapılacak alan “güvenlik” gerekçesiyle polis tarafından öyle bir çember içine alınmıştı ki, yoldan geçenin orada ne olduğunu anlayabilmesi imkânsızlaşmıştı. Çemberin içine girerek kitleye destek vermek isteyenler ise sıkı bir üst aramasından geçirildiler ve mümkün mertebe içeriye kimse sokulmadı, eylem yalıtılmaya çalışıldı.
Yaşanan provokasyon girişimlerinin ardından ortalık sakinleşince, aydın ve sanatçılar adına basın açıklamasını Zeynep Tanbay gerçekleştirdi.
“Bu acı BİZİM acımız. Bu yas Hepimizin” sözleriyle başlayan açıklama şu sözlerle devam etti:
“1915’te, nüfusumuz henüz 13 milyonken, bu topraklarda 1,5-2 milyon Ermeni yaşıyordu. Trakya’da, Ege’de, Adana’da, Malatya’da, Van’da, Kars’ta… Samatya’da, Şişli’de, Adalar’da, Galata’da…”
“24 Nisan 1915’te gönderilmeye başlandılar. Onları kaybettik. Artık yoklar. Çok büyük çoğunluğu aramızda yok. Mezarları bile yok. Büyük Felâketin vicdanlarımıza yüklediği Büyük Acı ise olanca ağırlığıyla VAR. 95 yıldır büyüyor.”
Sessiz oturma eylemi yarım saat boyunca sürdü. Sürenin sonunda ise tüm katılımcılar ellerindeki karanfilleri “Bu acı BİZİM acımız, Bu yas Hepimizin” yazılı pankartın üzerine koydular. Eylem bitirileceği sırada faşist güruhun sesi bir kez daha duyuldu. Faşistlerin bu tepkisine karşılık aydın ve sanatçılar İstiklal Caddesi’nde bir süre topluca yürüdükten sonra dağıldılar.
Cumartesi Anneleri ise, Galatasaray Lisesi önünde yaptıkları oturma eylemlerinin 265. haftasında, 24 Nisan 1915’te gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan 139 Ermeni aydını andılar.
Aynı gün öğle saatlerinde İHD İstanbul Şubesi tarafından Haydarpaşa Garı’nda bir anma gerçekleştirildi. Binlerce Ermeni bu gardan trenlere bindirilerek İstanbul’dan çıkarılmış ve bir daha onlardan haber alınamamıştı. Burada basın açıklamasının okunmasından hemen sonra emekli orgeneral Edip Başer’in de aralarında bulunduğu bir grup, ellerinde bayraklarla provokasyon yaratmak istediler.
Aradan geçen 95 yıl boyunca Türk egemenleri tüm çabalarına rağmen, Ermeni halkına karşı giriştikleri kıyımı unutturamadılar. Sermaye devletinin tüm karalama kampanyalarına verilecek en iyi yanıt, Türkü, Kürdü, Ermenisi, Lazı, Çerkezi ve diğer etnik kökene sahip olanlarıyla bu topraklarda yaşayan tüm işçilerin birleşerek yaşanan tüm katliamların hesabını sermaye sınıfından sormasıdır. İşçi sınıfı bir halkın topraklarından, köklerinden sökülüp atılmasının günahına ortak olmamalı ve Ermeni halkının acılarını paylaşmalıdır.
link: Marksist Tutum, Ermeni Kırımı İstanbul’da Protesto Edildi, 24 Nisan 2010, https://marksist.net/node/2414
Tekel Direnişi ve İşçi Sınıfı Temelinden Yoksun Devrimcilik
“Askeri Operasyonlar Durdurulsun!”