Yaşadığımız sistemde her an her yerden ölüm haberleri geliyor. Hakkını arayanlara baskı ve şiddet uygulanıyor. Fabrikalarda, tersanelerde, inşaatlarda, madenlerde iş kazaları sonucu işçiler ölürken dünyanın birçok yerinde süren savaşlarda halklar katlediliyor. Yaşadığımız topraklarda da bu süreç zirveye ulaşmış durumda. Alınterine sahip çıkan işçiler işten atılıyor, gözaltına alınıyor. Topraklarında özgürce yaşamak için mücadele eden halklar cezaevlerine tıkılarak susturulmak isteniyor.
Kapitalizmin doğasında krizlerin ve savaşların var olduğu su götürmez bir gerçektir. Kapitalizmin şarlatanları 90’ların başında savaşların, krizlerin bittiğini yazıp çizdiler. Uzun insanlık tarihinin şu kısa kesitinde geldiğimiz noktaya baktığımızda onlara söylenecek çok şey var. Tarihin onları haksız çıkardığı elbet aşikârdır. Anadolu’da, Ortadoğu’da yaşayan halklar olarak yaşadığımız coğrafyanın kapitalistlerin eliyle kan bataklığına döndüğünü her gün yeniden görmekteyiz. Türkiye’de de son birkaç aylık süreçte kapitalizmin kan bataklığı biraz daha gün yüzüne çıkmış durumda.
Patronlar daha fazla büyümek için işçilerin canlarını da hiçe sayıyorlar. Temmuz ayında 166 işçi, son 7 ayda ise 971 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Aylar önce Ali Koç, sözde işçileri savunan açıklamalar yapmıştı. Fakat Bursa’da başlayan metal fırtınasından Koç ailesinin lokomotif şirketleri de nasibini alınca, Koç’un ve diğer patronların gerçek yüzlerini göstermeleri uzun zaman almadı. Alicengiz oyunlarını iyi bilen patronlar, fırtınanın yavaşlamasını bekleyip yüzlerce işçiyi işten attılar, polisi de devreye sokarak direnen işçilere her türlü zorbalığı yaptılar.
Burjuvazinin ikiyüzlü hükümetlerini bu topraklarda çok iyi tanıyoruz. Egemenlerin çıkarları için halkları katletmekten hiçbir zaman geri durmadıklarını tarih defalarca gösterdi. Bunlardan en son gördüğümüz AKP ve onun reisicumhuru Tayyip Erdoğan, eski “kardeşi” Esad’ı devirip Suriye topraklarındaki paylaşımdan pay kapmak için dört yılı aşkın süredir yoğun bir çaba içerisinde. Alt-emperyalist güç olan Türkiye, iktidardakilerin emperyalist hırslarıyla Suriye’ye dalmıştı. Dengelerin her gün değiştiği ve ABD, Rusya gibi büyük oyuncuların gözünü diktiği Suriye’de işler Erdoğan’ın istediği gibi gitmedi. Diğer yandan ülke içinde Kürt hareketiyle masaya oturmak zorunda kalan AKP oyalama politikalarıyla seçimlere girerken, son genel seçimde 6 milyonun üzerinde oy alan HDP Erdoğan’ın başkanlık hayallerini de suya düşürmüştü. İçerde ve dışarıda amaçlarına ulaşamayanlar, Rojava’da mücadele eden Kürt halkına karşı barbar IŞİD çetelerine her türlü desteği sundular. Suruç’ta 32 sosyalist gencin IŞİD çeteleri tarafından katledilmesi sonrası dengeleri tekrar kendine lehine çevirmek isteyen AKP-Erdoğan savaş düğmesine bastı. Ölen iki polisi bahane eden Erdoğan ve güruhu, gözaltı ve tutuklama terörüyle Kürt özgürlük hareketi ve sosyalistleri sindirmeye girişti. Diyarbakır’dan kalkan F-16’lar Kandil’i bombalarken, Zergele köyünde sivil köylüleri katlettiler. Varto, Silvan, Yüksekova, Cizre başta olmak üzere devlet terörüne karşı öz yönetim talebini yükselten Kürt halkına karşı katliamlar aralıksız devam ediyor. Tek başına hükümet kuramayan AKP milliyetçi propagandayla tekrardan iktidar olmak için gözünü kırpmadan insanları katlediyor, baskı ve sindirme politikası yürütüyor. Son iki ayda, içlerinde çocukların da bulunduğu onlarca sivil katledilmiş durumda. Rojava’daki oluşumu sindiremeyen, Suriye’de maksimum payı kapmaya çalışan AKP’nin kirli savaş siyasetini devam ettireceğini Erdoğan ve güruhu açıkça dile getiriyor.
Yıllardır sermayelerini büyütmek için işçileri yoksullaştırıp onları her türlü baskıya tâbi tutan patronlar ve AKP hükümeti, hak arayan işçilere bir yandan işten atma kozunu ve polis copunu gösterecek, bir yandan da milliyetçilik zehri ile işçileri kışkırtmaya çalışacaktır. Bu süreçte sınıf mücadelesini yükseltmek elzem durumda. Barışın sesini yükseltip AKP ve patronların oyunlarına gelmemeliyiz. Ezilen Kürt halkıyla dayanışmayı arttırıp barışı, kardeşliği savunmalıyız.
Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği!
link: İTÜ’den bir öğrenci, Kapitalizm Kan Bataklığıdır!, 14 Eylül 2015, https://marksist.net/node/4448
Kirli Savaşın Parçası Olma!
Geriye Dönmeyeceğiz!