Metal sektöründe vardiyalı çalışan bir grup kadın işçiyiz. Çalıştığımız fabrikada, ağır çalışma koşullarıyla birlikte sermayeye hizmetimizi tamamlarız, sonrasında ise ev içi mesaimiz başlar. Yarısından fazlası boş olan buzdolabımızın başına geçer ve ne pişireceğimizin telaşına düşeriz. Malûm, yemek yapmakta en zor iş, yemeğin adını koymaktır. Yemeğin adı da ancak evdeki malzemelerin çeşitliliği ile olur. Bu zorlu koşullarda, yoksulluğun kol gezdiği bir süreçte bu ne zor iştir, bilirsiniz. Yemek pişer, çamaşır, bulaşık ve çocukların bakımı, dersleri derken zar zor atarız yatağa kendimizi. Birinci vardiyamızı fabrikada, ikinci vardiyamızı ise evde çalışarak tamamlarız. Dinlenmeye yeteri kadar vaktimiz olmaz. Yarı uykulu bir şekilde yeniden kalkarız ve karanlığın kör bir vaktinde çalışmak için yeniden yollara düşeriz.
Oysaki yaşadığımız bölgelerde onlarca lokanta varken hazır yemeklere ulaşamayız. Kreşler varken çocuklarımızı kreşlere gönderemeyiz ya da bakıcı hizmetinden faydalanamayız. Temizlik şirketleri olmasına rağmen ev temizliği konusunda bu şirketlerden yardım alamayız. Kuru temizleme ve çamaşırhaneler olmasına rağmen bu olanaklardan faydalanamayız. Çünkü aldığımız ücretler bu hizmetlerden faydalanmamıza olanak vermez. Ancak kıt kanaat geçinecek ve karın tokluğuna yetecek kadar ücret alırız.
Oysaki biz emekçi kadınların hakkı değil midir bu hizmetlerden faydalanmak? Biliyoruz ki kapitalist düzende bu imkânlardan faydalanmak mümkün olmayacak. Bizlerin kurtuluşu ancak işçi sınıfının devrimiyle mümkün olacaktır. Bundan tam 103 yıl önce, Ekim Devrimi ile kadınların elde ettiği haklar bizler için yol gösterici olmuştur. Devrimin hemen sonrasında ortak yemekhaneler, kreşler, çamaşırhaneler oluşturulmuş ve kadının üzerindeki ev işleri toplumsallaştırılmıştır. Ayrıca gece vardiyasının kadınlar için yasaklanması da kazanımlardan biridir. Eşit işe eşit ücret, kürtajın yasalaşması, politikada kadınlara daha fazla yer verilmesi gibi daha birçok kazanım elde etmiş kadınlar.
2020 yılından 103 yıl öncesine baktığımızda görüyoruz ki, kadınların özgürleşebilmesi için devrime, işçi sınıfının iktidarı ele almasına ihtiyacı var. Biz emekçi kadınlar olarak, o güzel günlere ulaşmak için, erkek işçi kardeşlerimizle birlikte dayanışmamızı ve birliğimizi güçlendirmeliyiz.
Selam olsun Ekim Devrimini yaratanlara, yolumuzu aydınlatanlara!
link: Sarıgazi’den bir grup metal işçisi kadın, Emekçi Kadınlar Devrimle Özgürleşir, 9 Kasım 2020, https://marksist.net/node/7093
Ekim Devrimi 103 Yıldır “Kurtuluşun Tek Yoluyum” Diyor
Ekim Devriminin Dersleriyle Donanalım