Demokrasi İçin Birlik (DİB), anayasa değişikliği referandumuna ilişkin “Neşeyle, Yaratıcılıkla, Cesaretle HAYIR Sokakta!” başlıklı bir basın toplantısı gerçekleştirdi. 31 Martta Taksim Hill Otel’de düzenlenen toplantıda, baskı, saldırı ve eşitsiz koşullara ilişkin veriler paylaşılırken, yürütülen “Hayır” çalışmalarının durumu konuşuldu. “Hayır”ın yaşamın her alanında ilmek ilmek örüldüğüne vurgu yapıldı.
Tiyatrocu ve seslendirme sanatçısı Tilbe Saran’ın sunduğu toplantıda ilk olarak DİB kurucularından Rıza Türmen söz aldı. Türmen, iktidarın oy verilmesi için çağrı yaptığı “Evet”i anlatmak yerine, “Hayır”ı susturmaya ve karalamaya çalıştığına dikkat çekti. Eşitsiz koşullarda referandum çalışmaları yapıldığını vurgulayan Türmen, bunun bir örneği olarak televizyon ekranlarında “Evet” için 485, “Hayır” için sadece 45 dakika ayrıldığını dile getirdi. “Hayır” kampanyasının, tek adam yönetimine itirazı olan, demokrasi isteyen geniş bir toplumsal kesimi kapsadığını ve bu isteğin önüne geçilemeyeceğini belirtti. Türmen konuşmasını, “Hayır” kampanyası sonuç verdiği takdirde, düzeltilmiş bir parlamenter sisteme geçilmesi, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi işletilmesi gerektiğini ifade ederek sonlandırdı.
Türmen’in ardından KHK ile görevinden ihraç edilen anayasa hukukçusu Prof. İbrahim Kaboğlu bir konuşma yaptı. Yapılmak istenen anayasa değişikliklerinin toplumsal ihtiyaçları gözetmekten uzak olduğunu anlatan Kaboğlu, Türkiye’nin her yerinde, bu değişikliklere yönelik haklı olarak “Halk bunun neresinde?” sorusunun sorulduğunu belirtti. Kaboğlu, hazırlanan metnin iç çelişkilerle dolu olduğunu belirterek bu çelişkilerin insanlara tekrar tekrar anlatılması gerektiğini söyledi. İktidarın tahakkümü altında olan medyada anayasa değişikliklerinin çıplak olarak ortaya konulmadığına, çarpıtılarak topluma servis edildiğine vurgu yapan Kaboğlu, anayasal bilgilendirilme hakkının ihlal edildiğini belirtti.
Kaboğlu’nun konuşmasının ardından Tilbe Saran Demokrasi İçin Birlik tarafından derlenen verileri paylaştı. Paylaşılan verilerin bir kısmı şöyle:
-Çağdaş Gazeteciler Derneği Mart ayı verilerine göre tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısı 154.
-Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu medya raporunda OHAL kararnameleri uyarınca 190 medya kuruluşu kapatıldı. En az 2500 gazeteci işsiz kaldı.
-Twitter’ın 2016’nın ikici yarısına ilişkin şeffaflık raporuna göre Türkiye, en çok içerik engeli talep eden ülke oldu.
-RTÜK’ten alınan verilere göre 1-20 Mart arası 17 TV’nin canlı yayınlarında, “Hayır”a 45,5 saat, “Evet”e 485 saat yer verildi.
-İçişleri Bakanlığı verilerine göre Şubat ve Mart aylarında 12.321 kişi gözaltına alındı, 606 kişi tutuklandı.
Sunulan verilerin ardından, ekranlar “Hayır”a kapalı olsa da, “Hayır”a yönelik her türlü baskı ve saldırı arttırılsa da, koşullar eşitsiz olsa da “Hayır”ı görünür kılanların olduğuna vurgu yapıldı. Bu minvalde İstanbul’da 53, Ankara’da 47 ve Türkiye genelinde yaklaşık 200 Hayır Meclisi kurulduğu aktarıldı. Çeşitli bölgelerde referandum çalışması yürüten Hayır Meclislerinden gönüllüler düşüncelerini ifade etmek üzere sahneye davet edildi. Sahneye çıkan meclis gönüllüleri yürüttükleri çalışmaları aktardılar.
Basın toplantısında ayrıca Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, gazeteci Ayşenur Aslan, hukukçu Turgut Kazan ve ekonomist Mustafa Sönmez de referanduma ilişkin konuşmalar yaptılar. Konuşmalarda anayasa değişikliğinin meşru olmadığı, toplumsal sorunlara çare olmaktan uzak olduğu öne çıkartıldı ve tek adam rejimine karşı demokrasi mücadelesine çağrı yapıldı.
link: Marksist Tutum, Demokrasi İçin Birlik: “Hayır” Rüzgârı Güçleniyor!, 1 Nisan 2017, https://marksist.net/node/5563
AKP’nin Emperyal Hayalleri
Gençlik HAYIR’dan Yana Olmalı