“… bizim görevimiz topluma şu an egemen olan olumsuz siyasi koşulların çetelesini tutmak değildir. Mevcut durum ne denli can sıkıcı olursa olsun, sınıf devrimcileri açısından temel sorun, bugünden yarına uzanan mücadele hattını örebilmektir. Faşizme ve totaliter kurumlaşma tehlikesine karşı mücadele bu genel görevin bir parçasıdır.” (Elif Çağlı, Totaliter Diktatörlüğe HAYIR!)
Tarihinin hiçbir döneminde işçi sınıfı mücadele etmeden ne ekonomik ne de siyasi haklarını kazanabilmiştir. Daha demokratik burjuva düzenlerde bile işçi sınıfı, örgütlenip mücadeleye atılmadan rahat yüzü görememiştir. Ekonomik krizlerin üstesinden gelinemez hale geldiği, krizleri aşmanın yolunun kapitalistler arası bir pazar savaşına bağlandığı dönemler, faşizmin de yükseldiği dönemlerdir. Kapitalizmin krizinin aşılmasının başkaca bir yolu kalmamıştır çünkü. Böylesi dönemlerde bu karanlık yıllar, hiç bitmeyecek gibi gelir insana. Ama tarih bunun böyle olmadığını, örgütlü işçi sınıfının kavgaya atılarak bu dönemlerden zaferle, proleter bir devrim zaferiyle çıkabildiğini göstermiştir bizlere.
Böylesi dönemlerde umutlu olmak, umudu yaymak, örgütlü mücadeleye daha sıkı ve şevkle sarılmak öncülerin tarihsel görevidir. Tarihin işçi sınıfının öncülerinden beklediği budur. İşte dünya tam da böylesi bir dönemden geçmektedir. Kriz kapitalizmin bünyesine ara vermeden darbeler indirmektedir. Ama krizin darbeleri, işçi sınıfının örgütlü yumruk darbeleriyle birleşmeden kapitalizmi tarihin karanlık sayfalarına göndermeye yetmiyor. İşçi sınıfı mutlaka bu kriz dönemlerinden birinde güçlü yumruklarını birleştirip kapitalizmin yaşlı bedenini yere serecektir. Buna inancımız ve umudumuz tamdır. Coşkuyla, umutla kavgaya ve geleceğe!
UMUT EKİYORUZ
Umut ekiyoruz alanlara.
Sokaklara,
Kaldırım taşlarına,
Aç ve çaresiz bakışlarına çocukların.
Fabrikada tezgâha,
Dokuduğumuz kumaşa…
Umut ekiyoruz;
Nasırlı ellerine,
Bükülmüş bedenlerine çalışıp aç kalanların.
Umut ekiyoruz,
Mısır tarlalarına.
Tütünün sarısına,
Çayın şekerine,
Ekip de dert çekenine.
Pirincin beyazına,
Marabanın yazısına,
Umut ekiyoruz toprağına topraksızın
Umut ekiyoruz;
Hücrenin duvarlarına,
Ranzasına,
Mazgalına,
Dört köşeli gökyüzüne.
Saksıdaki çiçeğine.
Ve karanlık damlara,
Yorulmuş adamlara,
Ve düşüp de kalmışa umut ekiyoruz
Ev ev
Sokak sokak
Dere dere
Irmak ırmak
Ve milyonlarca defa daha çoğalarak
Nasırlı ellerimizle
Kavgayı ve umudu ektiğimiz bu toprak
Ekmeğin, aşın ve hürriyetin
Göğün ve denizin maviliğinden bol olduğu
Ekmeğe, aşa ve hürriyete herkesin doyduğu
Bir dünya doğuracak
link: Mersin’den MT okuru bir inşaat işçisi, Umut Ekiyoruz, 18 Mart 2017, https://marksist.net/node/5522
Sizin Özel Mülkiyetiniz Yerin Dibine Batsın!
Bonapartizmden Komüne Giden Yol