Çin’deki Tayvan merkezli Foxconn fabrikalarında yaşananlar bu dünyada cehennemin var olduğunu ve bunu yaratanın da kapitalist sömürücüler olduğunu kanıtlıyor. Kapitalizmde insanlık her geçen gün biraz daha yitiyor. Foxconn fabrikaları, Apple, Dell, Sony, HP gibi dünyanın bilişim sektöründeki en büyük elektronik markalarına ürün ve parça üretiyor. Foxconn sadece Çin’in dokuz farklı şehrinde toplam 13 fabrikada 1,1 milyon işçi çalıştırıyor ve dünyanın en büyük elektronik parça üreticisi olarak biliniyor.
İşte bu elektronik devi tam bir işçi düşmanı. Vicdan namına hiçbir kuralı olmadığı gibi burjuva hukuk kurallarına bile uymuyor. Bu yüzden işçiler intihar ettiler. Hem de kendilerini fabrikanın çatısından atarak hayatlarına son verdiler. Yetmedi toplu intihara yeltendiler. İsyan ettiler. Patronların adamlarını dövdüler. Polisle ve güvenlik görevlileriyle çatışmaya girdiler. İş durdurup greve çıktılar.
Fabrika değil, sömürü şehri!
Örneğin Zhengzhou fabrikası ya da daha doğru tanımlama ile Foxconn’un Zhengzhou çalışma kampı 10 kilometrekarelik bir alan üzerine kurulu. Bu dev kampüste 180 bin işçi çalışıp barınıyor. Apple’ın iPhone5 siparişini karşılayabilmek için ek olarak 20 bin işçiye ihtiyaç duyuluyor. Bu açık da öğrencilerle kapatılıyor. Fabrikanın kurulu olduğu Zhengzhou Ekonomik ve Teknolojik Gelişim Bölgesinde iki tesis daha bulunuyor ve bu iki tesiste de toplam 60 bin işçi çalışıyor.
Çinli işçiler Foxconn fabrikalarında ABD’deki işçilerin beşte biri ücretlerle çalıştırılıyorlar. Vardiyalar 12 saati aşıyor, tatil yok, yasa yok, baskı ve sömürüde sınır tanınmıyor. Kişisel serveti geçen yıl 5,9 milyar dolara ulaşan ve Tayvan’ın en zengin işadamı olan Foxconn patronu, fabrikalarında onlarca işçi intihar ederken, “intiharları önemsemediğini”, “yüz binlerce çalışanları olduğunu” söylemişti. Çin’in Şenzhen kentindeki Foxconn fabrikasını ziyaret eden üst düzey bir Apple yöneticisi de işçilerin kişisel nedenlerinden dolayı intihar ettiğini iddia etmişti. Ona göre işçiler çalışma ortamından oldukça memnunlardı! Ölümleri engellemek için fabrika ve yatakhanelerin pencerelerine ağ gerdirilmiş ve işçilere ölürlerse mirasçılarının tazminat talep etmeyeceğine dair kâğıt imzalatılmıştı. Ancak çalışma koşullarının iyileştirilmesi için hiçbir şey yapılmamıştı.
Eylül ayında Çinli bir gazeteci Foxconn’a bir çalışan olarak girdi. Bir hafta kalabildiği bu cehennemde işçilerin sadece çalışma koşullarının değil barınma koşullarının da insanlıktan nasipsiz olduğunu gördü. İşçilerin anlattıkları tüm dünyada haber oldu. Foxconn yöneticileri, pansiyonların pislik içinde olduğunu, dolaplarda hamamböceklerinin dolaştığını inkâr ettiler, fabrikalarındaki koşulların iş hukukuna ve şirket politikalarına uygun olduğunu iddia ettiler.
Teknoloji devlerine üretim yapan Foxconn, artı-değer sömürüsünün üretim zincirinde en vahşice yaşandığı yer. Apple, Sony, Dell, HP gibi şirketlerin maliyetleri asgariye indirme yönündeki basınçları doğrudan işçilerin sırtına bindiriliyor. Artı-değeri arttırmanın her yolu kullanılıyor. Çocuk yaştaki işçilerin 12 saatten fazla çalıştırılması, zorla fazla mesaiye bırakma, pansiyonlarda barınmak zorunda olan işçilerin gece yarısı yataklarından kaldırılıp çalışmaya zorlanması, 10 dakikada 3 bin parça üretebilmek için üretim bantlarının aşırı hızlandırılması bunlardan sadece birkaçı. Bunlar Çin devletinin haberleşmeye ve internete uyguladığı baskıya rağmen sınırları aşıp gelebilen bilgiler. Bir de hiç ulaşmayanlar var.
Çin’in Yantai şehrinde bulunan fabrikasında 16 yaşın altındaki gençleri staj adı altında sömürdüğü ortaya çıkan Foxconn şirketi, bu kez inkâr etmek yerine yaptığını kabul etti. Bu işten kuru bir özür dileyerek sıyrıldı. İşçi ücretlerinin çok düşük olduğu fabrikada bunu daha da aşağıya çekme ve artı-değer sömürüsünü daha da artırmanın yoluna kafa yoran açgözlü kapitalistler işin kolayını bulmuştu. Karın tokluğuna çalışacak çocuk köleler; öğrenciler! Öğrencileri kim bilir ne karşılığında bilişim tekellerinin kan emici üretim çarklarının arasına itiverdiler. Böylece Foxconn, Çin devletinin desteği ve başta meslek yüksekokulları ve diğer eğitim kurumlarının yöneticileriyle yaptığı kirli ittifak sayesinde, 14 -16 yaş arasındaki öğrencileri staj adı altında imalatta çalışmaya zorluyor. Fiyatları dudak uçuklatan Apple ürünlerinin “hassasiyeti” ve “narinliği”, kapitalist fabrika cehenneminde dişlilere yem edilen çocukların o küçük ellerinin ürünüdür. Bu staj koşullarını reddetmenin bedeli mezun olamamak olunca da binlerce öğrenci Foxconn cehenneminde solup gidiyor.
Elbette tüm bu vahşi tablo sadece Foxconn’un değil tüm kapitalist tekellerin ortak günahıdır. Bugün bir iPhone5 telefonun Türkiye’deki fiyatı yaklaşık 3 bin liradır. Onu üreten işçiye ise günlük 10 dolardan daha az ücret verilmektedir. Ve her geçen gün kalitenin daha da artırılması, daha ucuza üretilmesi istenmektedir.
İşçiler mücadeleden vazgeçmiyor
Yıllar boyu her türlü baskıya sessizce boyun eğen Foxconn işçileri, bir süredir seslerini yükseltmeye başladılar. Eylül ayında Foxconn’un Taiyuan fabrikasında işçilerle fabrikanın güvenlik görevlileri arasında çıkan çatışmanın ardından 2 bin işçi iş bıraktı, 10 bin işçi ise çalışma koşullarını protesto ederek büyük bir gösteri düzenledi. Fabrika önüne yığılan 5 bin polisin işçilere saldırması sonucunda 10 işçi hayatını kaybederken, 40’a yakın işçi de yaralandı.
Zengzhou’daki fabrikada 5 Ekimde başlayan ve iki gün süren greve ise 4 bine yakın işçi katıldı. Grev iPhone5’in üretim bandının durmasına yol açtı. Grevi, Apple’ın iPhone5’in kalite kontrol prosedürlerini yenileyerek ve üretimi arttırmalarını isteyerek işçileri sıkıştırması tetikledi. iPhone5’in inceliğindeki hata payının milimetrenin yüzde ikisi gibi mikroskobik boyutlara indirilmesi, işçilerin iş yüklerinin artmasına, üretim bantlarında çalışan işçilerle kalite kontrolcüler arasında kavgalar çıkmasına yol açtı. Fabrika yönetimi ise yaşanan sorunlara sırtını dönmekten başka bir şey yapmadı. Bunun üzerine binlerce işçi 5 Ekimde greve gitti. Grevi durdurmak için günlük ücretin üç katını teklif eden şirket yetkilileri, işçilerin talepleriyle ilgileneceklerini de söylemelerine rağmen başarılı olamadılar. 6 Ekim akşamı ise aynı şirket yönetimi işe dönmeyen işçilerin tümünün işten atılacağını duyurdu. İşçilerin bir kısmının işe dönmesi, bir kısmının ise fabrikayı terk etmesiyle grev sona erdi. Ancak herkes bunun bir başlangıç olduğunun farkında ve patronları bu yüzden korku sarmış durumda.
Daha fazla kâr güdüsü ile hareket eden sermaye ucuz işgücüne doğru akıyor. Gittiği yerlerde meydanı boş bulan kapitalizm gerçek yüzünü tüm vahşiliği ile göstermekte. Kapitalistler için ucuz emek cenneti yaratmak üzere bölge devletlerinin girdikleri rekabet, Çin’dekinden bile daha ağır çalışma koşullarının yaygınlaşmasına yol açıyor. Sonuç olarak Çin ve diğer Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinde sömürü koşulları her geçen gün daha da ağırlaşmaktadır. Kapitalist tekeller için ucuz işgücü cenneti olan bu coğrafyalar, çok sert sınıf mücadelelerine ve büyük patlamalara gebedir.
link: Derya Çınar, Foxconn’da “Bir Milimetrenin Yüzde İkisi” Bardağı Taşırdı, 7 Kasım 2012, https://marksist.net/node/3123
Patronların Pervasızlığı Sınır Tanımıyor
Açlık Grevleri Kritik Aşamada