İşçi sınıfının devrimi başarıya ulaştırabilmek için sınıfın en bilinçli, fedakar ve mücadeleci unsurlarından oluşan bir öncü partiye mutlak ihtiyacı olduğu gerçeğini anlamayan her çeşidinden reformist ve oportünistler, Leninist partiyi bir komplocular örgütü olarak karalayıp dururlar. Oysa komplocu olmak, sınıftan tamamen kopuk biçimde kapitalist düzeni küçük bir grubun silahlı eylemiyle, bir hükümet darbesiyle yıkabilmeyi hayal etmek anlamına gelir. Leninistler, komplolar peşinde koşmazlar. Yılmadan devrimi örgütlemeye çalışırlar. Devrimin ancak geniş kitlelerin işi olduğunu bilirler. İşçi sınıfının kurtuluşunun ancak kendi eseri olabileceği gerçeğinden hareket ederler. Ama bu gerçeği papağan gibi tekrarlayıp, sınıfı kendi haline bırakmayı da şiddetle reddederler. Kendilerine biçtikleri misyon, sınıfın geniş kitlelerinin devrimci eyleminin önünü açmak, onlara rehberlik etmek, kurtuluşun yolunu göstermek ve bu kurtuluşu sağlamak için onların örgütlenmesine yardımcı olmaktır. Leninist parti sınıftan kopuk bir parti değildir ve olamaz. O, sınıfın öncülerinin devrimci bir program ve tüzüğü kabul etmiş disiplinli birliği anlamına gelir. Amacı sınıf adına hareket etmek değil, sınıfın geniş kitlelerine önderlik etmektir. Bunu sağlayabilmek için sınıfın geniş kitlelerinin desteğini kazanmak zorunda olduğunu bilir. Ve bu doğrultuda çalışır.
link: Marksist Tutum, Leninist parti bir komplocular örgütü müdür?, , https://marksist.net/node/1588