Uçaklar ve bombalar altında Gecelemedim sığınaklarda Varşova’da, Moskova’da, Hiroşima’daki çocuklar gibi Ama benim de çocukluğum Savaş korkusuyla geçti Hiç savaş görmedimse de Siren sesleriyle tanıştım Çocuk gözlerini fal taşı gibi büyüten O korkuyu ben de yaşadım Büyüklerim anlatırlardı Yolumu yitirmişim siren sesleriyle Yitirmişim ne kelime O günü hiç unutamıyorum Bir bakkal amca Ve çiçekli kâğıda sarılı Karamelâ şekeri aklımda... Sirenler haykırmaya başladığında Bir masal ejderi Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte Bir Arap devi kükrüyor sandım Bizim çocukluğumuz korkularla geçti Korkularımızın kaynağında Masal canavarları gizliydi Sonra birden bir filmi hatırladım Canavar düdüklerinin ardından Bombalar sokaklara yağıyordu Ve dev gibi gözleriyle çocuklar Analarını arıyordu “Bizim de başımıza bombalar mı yağacak bakkal amca?” Amca ne dedi bilmiyorum Sokaklarda koştum, koştum Dev gözlü çocuklar gibi Yıkılan bir evi arıyordum Yıllar gibi uzun gelmişti dakikalar Soğuk savaşlar! Sirenli tatbikatlar! Küçücük bir kızdım ben Bunları bilemedim Büyüyünce öğrendim savaşları Ama çiçekli kâğıda sarılı karamelâm Bakkal amcada kaldı...
30 Kasım 2014
link: Elif Çağlı, Karamelâ Şekeri, 30 Kasım 2014, https://marksist.net/node/3788