Milli Piyango İdaresi Başkanlığı yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 35 milyon TL (eski parayla 35 trilyon) olacağını açıkladı. Bu açıklamaya burjuva medyada önemli ölçüde yer verildi. Sokaklarda ellerinde mikrofonlarla dolaşan muhabirler insanlara “size çıkarsa ne yaparsınız” diye soruyorlar. Gazeteler büyük ikramiye haberlerine geniş yer veriyorlar. İnsanları aldatmak için yılbaşı vesilesiyle her yıl yeniden parlatılan büyük soygun tezgâhı devlet piyasasının gündeminde önemini koruyor. Devletin işlettiği dev kumarhaneye parasını defalarca kaptırmış ve piyango bileti almaktan vazgeçmiş milyonlarca emekçi, bir kez daha bu ahlâksız tuzağa çekilmeye çalışılıyor. Ay sonunu zor getiren işçi ailelerine, işsizlere, krizden bunalan emekçilere zengin olma hayali pazarlanıyor. Tuzağa düşürülen milyonlarca insan resmen dolandırılıyor.
Bul karayı al parayı!
Devletin koyduğu yasalara göre kumar oynamak da kumarhane işletmek de yasak! Ama en büyük kapitalist örgüt olan devlet, dev bir kumarhaneyi bizzat kendisi işletiyor. Başkalarının kumar oynatmasını yasaklayan devlet adeta bir mafya babası gibi “buralarda benden başka kimse kumar oynatamaz” diyor.
Milli Piyango İdaresi, kapitalist devletin ikiyüzlülüğünü sergiliyor. Hükümetler değişse de on yıllardır “devletin işlettiği kumarhane” rezilliği aynen varlığını sürdürüyor. Gelen hükümetler kendisine laik de dese, Müslümanlığıyla da övünse hiçbirisi bu soygun tezgâhına dokunmuyor. Milli Piyango bileti, sayısal loto, şans topu, on numara, süper loto gibi adlar altında çeşitlendirilmiş devlet güdümlü soygun çarkları fırıl fırıl dönüyor.
Devletin kumarhane işleterek halkı dolandırması Türkiye’ye özgü değildir. Hemen hemen tüm kapitalist devletler bu pis iş için resmi kurumlar oluşturmuştur. Burjuva devletin halkı dolandırmak için kurduğu piyango tezgâhı sömürü düzenine çok yönlü fayda sağlamaktadır.
Sahte umutlarla oyalanma, paranı soyguncuya kaptırma!
Kumar oyunları sayesinde yoksul emekçilere sahte umutlar pompalanıyor. Kitlelere “şansınız varsa zengin olabilirsiniz, bireysel kurtuluşunuz mümkündür” deniliyor. Yoksulların bilincini bulandırmak, çalışmadan elde edilen zenginliği meşrulaştırmak, ahlâki çürüme ve yozlaşmayı yaygınlaştırmak patronların çıkarınadır. İnsanlar “ya çıkarsa” propagandasıyla tuzağa düşürülür. Çıkma şansı ise on milyonda birden daha az! Çekiliş gerçekleşene kadar hayal dünyasına sürüklenen bilet sahipleri kendi yaşam gerçekliklerinden iyice uzaklaşırlar. Bir gün (belki de pek yakında) şanslarının döneceğini düşünerek kendilerini avuturlar. İçerisinde bulundukları koşulları değiştirmek için mücadele etmek yerine kolay yoldan hayatlarını kurtarma imkânının olduğunu sanırlar.
Pek çok işçinin hayalinde büyük ikramiye çıkınca patronların ya da müdürlerin karşısına zengin biri olarak çıkıp “posta koymak” vardır. Nihayetinde çekiliş yapılır. Biletine büyük ikramiye çıkmayan milyonlarca emekçi, gerçeklerle yüzleşemeyecek haldedir. Boş hayaller kurarken gerçeklikten uzaklaşmıştır bir kere. Suçu onu çaresizliğe ve boş hayallere sürükleyen sömürü düzeninde aramak yerine, kör talihine lanet edecektir. Hayal kırıklığı ve kaderine boyun eğme duygusu ağır basacaktır. En yoksul kesimler, özellikle de işsizler bu duyguları en ağır biçimde yaşarlar. İşçilerin boş hayallerle uyuşması, hayal kırıklığı ile kaderine lanet etmesi kimin çıkarınadır?
Kumarda asıl kazanan her zaman kumarhanedir!
Devletin kumarhanesi topladığı paranın büyük bir kısmına el koyar. Dolandırıcılık çarkının dönmeye devam etmesi için paranın küçük bir kısmı az sayıda kişiye dağıtılır. Büyük ikramiyeyi kazananlar kamuoyunda merak konusu haline getirilir. Kaybeden milyonlar birkaç kazanana gıpta etsin istenir. Tezgâhın arkasındaki kapitalist kurumlar ise asıl parsayı paylaşmaktadır. Milli Piyango İdaresi’nin resmi web sitesinde açıklanan rakamlara göre kazı-kazan satışından toplanan her 500 TL’nin 245 TL’si ikramiye olarak dağıtılmaktadır. Yani 255 TL resmi kumarhanenin cebine gitmektedir.
Milli Piyango yılbaşı özel çekilişinde de parsayı toplayan yine devlet kumarhanesi, kumarhanenin ortağı devlet kurumları, bayiler ve karaborsacılardır. Milli Piyango idaresinin verilerine göre normal çekilişlerde ikramiye çıkma ihtimali 700 binde bir iken yılbaşı özel çekilişinde bu ihtimal 10 milyonda bire düşmektedir. Yeni yıla girerken 30 milyona yakın biletin satışından 100 trilyona yakın para toplanacak; yaklaşık yarısı ikramiye olarak dağıtılacak. Diğer yarısını kapitalist devletin kurumları iç edecek. Resmi kumarhanenin kazandığı paranın aslan payını (yaklaşık yüzde 81’ini) Savunma Sanayi Destekleme Fonu, yani savaş makinesi götürecek.
Ya dağıtılan kısım ne olacak? On milyonlarca insandan toplanan para birkaç kişiyi zengin edecek. Birkaç kişi zengin edilip, milyonlarca insan enayi yerine konacak. Zengin olan birkaç kişi de paralarını bankaya veya borsaya yatırıp bankalara, finans kurumlarına, kısacası sermaye sınıfına kredi olarak kullandıracak.
İşin özü şu: 10 milyon kişi, ceplerindeki birkaç lirayı bankaya yatırmaz. Bu parayla ekmek alır, süt alır, çocuğunun bir ihtiyacını giderir. Eğer 10 milyon kişi ceplerindeki birkaç lirayı kumarhaneye kaptırırsa, birleşen paranın yarısını kapitalist devlet kurumları yutar. Diğer yarısı ise ikramiye kazananlar vasıtasıyla sermaye sınıfının hizmetine koşulur.
İşte kapitalist devletin bu pis işlere girmesinin, kumarhane işletip halkı soymasının, resmi kumarı matah bir şeymiş gibi reklâm edip meşrulaştırmasının arka planında bu tezgâhlar kuruludur. Bilinçli işçiler olarak bu rezilliğe asla prim vermemeliyiz. Aldatılan işçi kardeşlerimizi bu çok yönlü tuzağa karşı uyarmalıyız. Kapitalistlerin oltasına gelmeyelim, “ya çıkarsa” yemini yemeyelim. Kumarhaneye tek bir kuruşumuzu kaptırmayalım. Kurtuluşumuz piyangoda değil, sınıf örgütlerimizde, işçi sınıfının mücadelesinde!
link: Zehra Aras, Kumarhaneci Devletin Milli Piyango Tezgâhı, 3 Aralık 2010, https://marksist.net/node/7238
Büyüyen Ekonomide İşçi Sınıfının Durumu
Parasız Sağlık Hizmeti İçin Örgütlü Mücadeleyi Yükseltelim!