Komik değil mi? Sanki bilim kurgu filmlerinden çıkmış bir replik gibi. Ama öyle değil midir? Suç büyük oranda kenar mahalle emekçi çocukları tarafından işlenir. Amerika’da ise siyahlar tarafından. Zaten kalplerinin rengi derilerininkiyle bir değil midir? Doğu’nun bazı bölgelerinde iki yürek birbirleri için izinsiz çarparsa kan dökülür. Sanırım o bölgede de gen dizilişlerinde problemli insanlar var. Kuşaklar boyu devam ettiğine göre.
Belki de durum biyolojik değil toplumsal bir problemdir. Marx 150 yıl önce doğruları açıkça söylemişti: “Yaşamı belirleyen insan bilinci değil ama insanın bilincini belirleyen yaşamın kendisidir.” Buradan bakıldığında yokluklar içinde büyüyen bir çocuk maddi yoklukların yanında kültürel yokluğun da en derinini yaşar. Bunların ikisinin yaşandığı hayat koşullarında gecenin karanlığının güne çökmesi gibi insanın bilincine çöker yozlaşmışlık. Artık orada, pandoranın kutusunun açılması ile olduğu gibi her türlü kötülük ve suç fışkırır ortalığa. Kapkaç, hırsızlık, gasp, tecavüz vs. insanın insanlığından çıktığı bir çöplük çıkar ortaya. İnsanca olan değerler çok yabancıdır o bölgeler için.
Gelelim dünya ölçeğinde bilincin nasıl geliştiğine. Kapitalist bir dünya ekonomisi mutlak ki kendi ideolojisini de dünya çapında yaratmıştır. Bize de acaba onun ideolojisinden bulaşmış mıdır? Bunun bir aşısı olmadığına göre elbet bulaşmıştır. Kendini düşünen, çıkarcı, kıskanç, toplumsal konulara duyarsız, eleştiriye tahammülsüz, savruk, kendini tanrısallaştırmış, sorgulamaz. Bunlardan eminim en az birkaçı bünyemizde belirli oranlarda mevcuttur. Mesela ben bu mektubu yazmayı 10 gündür planlıyordum. Şu an saat ikiye geliyor ve ben şimdi bitirmeye çalışıyorum. Bu kapitalist ideolojinin yarattığı savrukluğun ve plansız yaşamanın bendeki karşılığıdır. Ama sabah işe hiç geç kalmam. Hadi hep beraber düşünelim bizim hangi yönlerimiz zaafa uğramış, uğratılmış…
Başta yazdığım gibi dostlarım. Kimse ne efsunlu ne de aşılı bunlara karşı. Bunlardan kurtulmanın yolu örgütlü mücadele, mücadele arkadaşlarına güven ve doğru yolda ilerlemektir. İnsanın bilincini ne ile uğraştığı, ne ile meşgul olduğu belirler ama bir devrimci de yaşadığı çevrenin bilincini değiştirir, gücü oranında. Biz sınıf bilinçli işçiler bugün dünya siyasetini konuşabiliyor, hayatı en ince detayına kadar anlamaya çalışıyorsak bunu diğer işçiler de yapabilir. Bize nasıl kimse burun kıvırmadı ise bizim de bunu yapmaya hakkımız yok. İnatla anlatacağız. Tekrar tekrar anlatacağız. Zor ve meşakkatli bir iş. Kendi değişimimden biliyorum. Öğren, öğret, örgütüne ve örgütlülüğüne güven. Zafer bizim olacaktır.
link: Gebze’den bir metal işçisi, DNA'larında "Suç Geni" Bulunanlar Kenar Mahallelere Yerleştirildi, 10 Ekim 2008, https://marksist.net/node/1893
Uzak ve Yakın Tarihin Prizmasından Yansıyan Gerçekler
Neolitik Son...