Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşeni olarak seçimlere katılan Türkiye İşçi Partisinin (TİP) Hatay’dan aday gösterdiği Can Atalay milletvekili seçilip mazbatasını almasına rağmen halen hapishanede tutsak tutuluyor. Bu tutsaklık, geride bıraktığımız seçimlerin de, kendisini onunla meşrulaştıran rejimin de demokrasiyle ilişkisi olmadığının sayısız kanıtlarından biridir.
Sandığı kutsal ilan eden, sandıktan bin bir türlü hileyle kendisini galip çıkmış ilan eden, bu “galibiyeti” de meşruluğunun kanıtı olarak gösteren rejim, yasaları, mahkeme kararlarını ve bir bütün olarak hukuku hiçe sayıyor. İşine gelen yasayı işine geldiği şekliyle uyguluyor.
Bu rejimin kurulduğu ilk günden itibaren karşımıza koyulan tüm seçimler zaten anti-demokratikti; adil ve eşit olmayan koşullarda, baskı ve yasaklar altında yapıldığı gibi, Kürt hareketine ve sosyalistlere dönük gözaltı kampanyaları hiç eksik olmamış, iş milletvekili adaylarının seçimin arifesinde tutuklanmasına kadar varmıştı. Seçim günlerinde tüm bu olgulara bir de yapılan sayısız hile ekleniyordu. Son seçimde de aynı şeyler yaşandı. Aksini beklemek, bu rejim altında az çok demokratik bir seçim olacağını düşünmek zaten boş hayaldi ve sürecin kendisi kadar, seçim gününde yaşananlar da bu gerçekliği bir kez daha görmek isteyenlerin önüne koyuverdi. Ama sürecin otoriter ve olağanüstü karakteri bununla da sınırlı kalmadı. Can Atalay’ın tutsak tutulması da bunun sayısız göstergesinden biridir.
Gezi Davası nedeniyle 18 yıl ceza almış ve bir yılı aşkın süredir haksız şekilde Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Can Atalay, halkın iradesiyle milletvekili seçilmiş ve avukatları aracılığıyla milletvekili mazbatasını almış olmasına rağmen serbest bırakılmıyor. Oysa gerek Anayasa maddeleri gerekse de geçmişte aynı durumda olan çeşitli milletvekillerine dair alınan ve uygulanan yargı kararları, Can Atalay’ın derhal serbest bırakılmasını gerektiriyor. Bu hukuksuzluk, çeşitli muhalefet partileri, barolar ve demokratik kitle örgütleri tarafından da protesto edildi. Ne var ki iktidar sağır rolü oynamaya devam ediyor.
TİP, bu durumu protesto etmek ve Can Atalay’ın derhal serbest bırakılmasını talep etmek üzere, 6 Haziran günü akşam saatlerinde, 36 ilde ve 85 noktada sokağa çıkarak basın açıklamaları gerçekleştirdi. Basın açıklamalarında, yapılan hukuksuzluk teşhir edilerek, “Can Çıkacak Halkını Savunacak” ve “Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük” sloganları atıldı.
Bu vesileyle bir kez daha vurguluyoruz: Başta Can Atalay olmak üzere, gerek bu süreçte gerekse de öncesinde tutuklanan tüm diğer devrimci-demokrat, sosyalist ve Kürt siyasetçiler derhal serbest bırakılmalıdır! Bu rejime karşı yükseltilen mücadelenin en acil unsurlarından biri de budur.
link: Marksist Tutum, Can Atalay’a ve Siyasi Tutsaklara Özgürlük!, 6 Haziran 2023, https://marksist.net/node/7990
Gençlik İçin Tek Çıkış Yolu Devrimci Mücadeledir
Ekvador’da “Demokrasi” Hamlesi!