Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) 2016 yılı Dünya Uyuşturucu Raporunu açıkladı. Rapor bizlere pek çok veri sunmakla birlikte kapitalist toplumdaki çürümenin geldiği boyut ve derin hoşnutsuzluğa, mutsuzluğa ve umutsuzluğa kapılan milyonların uçuruma sürüklenişi konusunda da yeterince bilgi veriyor. Bu raporda dünya genelinde uyuşturucu bağımlılarının 29 milyona, en az bir kez uyuşturucu madde kullanan 15-64 yaş arası insan sayısının da 250 milyona dayandığı belirtiliyor. Madde bağımlılarının son 6 yılda 27 milyondan 29 milyona çıktığı, bunların içinden ancak 6 kişiden birinin tedavi gördüğü belirtiliyor. Raporda, 2016 yılında 207 bin kişinin uyuşturucudan öldüğü de tespit ediliyor. Dünya genelinde en yaygın uyuşturucu türü 183 milyon kullanıcı ile esrar iken, ikinci sırada giderek yaygınlaşan amfetamin türü sentetik uyuşturucular yer alıyor. Yine uyuşturucu hammaddesinin üretildiği yer bakımından da uyuşturucu türleri değişiklik gösteriyor. Örneğin Amerika’da ve Avrupa’da en çok kokain ve esrar tüketilirken, Asya’da afyon tüketimi yaygınlık kazanıyor. Raporda ayrıca cinsiyete göre kullanım miktarı ve çeşidinin değiştiği, son yıllarda internet üzerinden satışın tehlikeli boyutlarda arttığı da belirtiliyor.
UNODC son olarak birtakım önerilerde bulunuyor. Ancak burjuva bir kuruma has ikiyüzlülükle asıl görülmesi gereken noktadan ve çözümden uzak bir yaklaşımla... Çünkü birazdan değineceğimiz üzere mesele şu ki, kapitalizm doğası gereği her şeyi meta haline getirerek ondan olabildiğince faydalanma eğilimindedir. Mesele uyuşturucu gibi hassas bir konu olduğunda bile! Milyonlarca insanın hayatını karartmak pahasına ondan milyar dolarlar kazanmaya devam eder. Dünyaca ünlü uyuşturucu baronlarının devletlerle olan kirli ilişkileri, dünyanın sayılı zenginleri olacak kadar sermayeyle iç içe geçişleri, her türlü kaçakçılıkla pis ilişkileri düşünüldüğünde konunun boyutu yeterince anlaşılacaktır.
Uyuşturucu kullanımı kuşkusuz kapitalizmle birlikte başlamamıştır. Tarih boyunca ezilenler nice acılar yaşamış, yoksulluk ve yokluk içinde kâh kederlenip kâh hüzünlenmişler, güçsüzlüklerini ve acılarını bir nebze olsun dindirebilmek için keyif veren bu maddeleri denemişlerdir. Çağlar boyu değişik şekillerde tıpta da kullanılan bu maddeler ağrıları dindirmede çeşitli tedavilerde kullanılagelmiştir. Ancak kapitalizmle birlikte daha geniş alanlarda kullanılmanın yanı sıra para kazanma amaçlı ticaretine başlanmış, kapitalizm altında bu tür maddeler de meta haline getirilmiştir.
Geçmişin geleneksel değerlerini, insan ilişkilerini, ahlâki değerlerini ve aile yapısını hızlı bir şekilde değiştiren kapitalizm, bireyciliği dayattıkça ruhsal bir bunalıma düşen insanlar madde kullanımına yöneliyorlar. Kapitalizm mutsuz insanlar yetiştiriyor. Yaşadığı dünyayı anlamlandıramayan, içine düştüğü çelişkileri aşamayan, koca bir dünyada yapayalnız olduğunu düşünen özellikle genç yaştaki insanlar çareyi bu keyif veren maddelerde arıyorlar. İçtikçe dertlerini unutuyor, hayaller âleminde buluveriyorlar kendilerini.
Son yıllarda sentetik uyuşturucu maddeler ulaşılabilir ve ucuz olmaları sebebiyle işçi-emekçi gençler arasında hızla yayılıyor. İşçi semtlerinde ve mahallelerinde yaygınlaşan bonzai maddesi sentetik olması nedeniyle kolayca üretiliyor ve ucuza satılabiliyor. Neredeyse her sokakta görmeye başladığımız gencecik insanlar adeta birer zombi gibi insanlığından çıkmış durumdalar. Peki ama onca ölümlere neden olan bu maddelerin üretimi ya da satışı engellenebilir olmasına rağmen neden engellenmiyor? Bu da egemenlerin bilinçli bir politikası olarak anlaşılmalıdır. Zaten onlar da lafta önlemeye çalıştıklarını söyleseler de gerçekte durumu pek dert etmiyorlar. Öyle ki işsizlik, geçimsizlik, yoksulluk içinde türlü sorunlarla boğuşan işçi sınıfının gençleri öfkelerini doğru tarafa yönlendirmesinler diye ellerinden geleni yapıyorlar. Gençler düşünmesinler, sorgulamasınlar, isyan etmesinler yeter!
İnsanlık tarihi nice kahırlarla, çilelerle, acılarla dolup dolup taştı. Bedenimizi de bilincimizi de uyuşturan, bizleri insanlığımızdan çıkartıp hissizleştiren kapitalizm belâsına da uyuşturucu belâsına da artık yeter diyelim! Özgürce üretip özgürce paylaşabildiğimiz bir dünya için bir araya gelip mücadele edelim!
link: Küçükçekmece’den bir sağlık işçisi, Kapitalizm Çürüyor, Madde Bağımlılığı Artıyor!, 31 Ekim 2017, https://marksist.net/node/5997
Totaliter Rejimin Sıbyan Okulları
“Bir Başka Dünya” Filminin Gösterdikleri