

Marksist Tutum, Marksizmi ve örgütlü mücadeleyi kılavuz edinen bir yayındır. Yayın hayatına, on yıllara dayanan emeğin ürünü olarak başlamış, işçi sınıfının öncülerini örgütlü mücadeleye kazanmayı amaç edinmiştir. Bu zorlu yolculuğun sabır ve kararlılık gerektirdiğini yalnızca gerçek Marksistler anlayabilir. Bu yolu gerçek anlamda benimseyenlerin sayısı her zaman az olmuştur. Marx’ın “Tanrı beni Marksistlerden korusun” sözü, kendini Marksist ilan eden ama onun fikirlerini çarpıtan kişilere bir göndermedir. O, filozofların dünyayı yorumlamakla yetindiğini, oysa asıl meselenin onu değiştirmek olduğunu söylemişti. Marksizm bu anlamda devrimci bir eylem kılavuzudur.
Marx’tan sonra Marksizmin en sadık ve yaratıcı temsilcisi Lenin’dir. Lenin’in yanında Troçki’yi, Rosa Luxemburg ve Liebknecht’i anmak gerekir. Bu isimler, devrimci Marksist çizgiden sapmamış, yaşamlarını bu uğurda mücadeleye adamışlardır. Öte yandan Kautsky gibi dönekler de çıkmıştır. Lenin’in ona “Dönek Kautsky” demesi boşuna değildir.
Stalinizm ise Marksizmi çarpıtan büyük bir tahrifat dalgasıdır. On yıllar boyunca gerçek Marksist öğreti yeraltına itilmiş, SSCB başta olmak üzere pek çok ülkede devrimci kuşaklar bu çarpık anlayışla şekillendirilmiştir. Türkiye’de de bu çarpıtma, tartışılamaz bir tabu haline getirilmiştir.
İşte bu koşullarda, Marksist Tutum’un temellerini atan Elif Çağlı ve Mehmet Sinan, büyük bir kararlılıkla ve tarihsel iyimserlikle bu tahrifata karşı mücadele ettiler. Büyük bedeller ödeyerek, adeta iğneyle kuyu kazarak bu yolu yürüdüler. Bu yolculuk, sadece bireysel bir cesaret değil, aynı zamanda sağlam bir devrimci mayanın ve keskin bir komünist zekânın ürünüdür.
Marksist Tutum, Marx ve Engels’in bıraktığı mirasa sahip çıkmıştır ve o çizgide kararlı bir şekilde ilerlemektedir.

link: İzmir’den bir MT okuru, Marksist Tutum Geçmişe ve Geleceğe Işık Tutuyor, 28 Mayıs 2025, https://marksist.net/node/8520
Psikolojik Sorunların Ardındaki Gerçekler
Çelişkiler ve Belirsizliklerle Yüklü Bir “Süreç”