Usulca açılır kafesin kapısı Yürekler buluttan giysilerini giyer Sessizce rüzgâra süzülürler Sabah topraklarına düşen İlk kar gibi ak bulutlar Titrerler akşam rüzgârlarında Kıpırtılarla göklere erişirler Yukarda Yıldızların arasında bir kadın Sıcağına tutulur güneşin Döner durur alevin ışığında Bir adam Sımsıkı sarılır bir çocuğa Geleceğin masalını anlatır ona Aşağıda Çiğdem tarlalarında Bir ana Açlığı ve acıyı geçirir şişlerine Geleceği dokur oğullarına Bir erkek Bekleyişlerin sınırında Elinde karanfil goncasıyla Telleri boyar kırmızıya Kolan vurur rüzgâr Bir aşağıya, bir yukarıya Hızlanır bulutlar Şimşekle evlere sokulurlar Bir çocuk bekler sabırsızca Özlemle bekler bulutları Değiştirmek için gözündeki ıslaklığı Şimşeğin ışığıyla… Çocuk gözlerinden emerler buharları Ak bulutlar, kara kara Dururlar yağmurlara Sonra... Bir fırtına kopar ansızın Geleceğin ilk damlaları düşer Bir yaz sağanağıyla Yağmurlar yağdıkça Kara bulutlar dönüşür beyazlara Soyunur giysilerini yürekler Yine usulca kafese süzülürler...
6 Şubat 2015
link: Elif Çağlı, Yüreklerin Gezintisi, 6 Şubat 2015, https://marksist.net/node/3948