Almanya, 11 Martta, Winnenden kasabasında yaşanan okul katliamı ile sarsıldı. Elinde silahla mezun olduğu okulu basan 17 yaşındaki Tim Kretschmer, 3 öğretmen ve 9 öğrenciyi katletti. Polisten kaçarken rasgele ateş ederek o sırada yoldan geçen 3 kişinin daha ölümüne yol açan Tim’in daha sonra intihar ettiği açıklandı. Saldırının bilançosu bir katliama işaret ediyordu: 16 ölü!
Medyaya yansıyan bilgilere göre Tim, orta halli bir ailenin çocuğuydu. Tim bilgisayar oyunlarına meraklı, içe kapanık ve mezun olduktan sonra “satış elemanı” olmak üzere bir meslek okulundan ders alıyordu. Saldırıdan bir gün önce sanal sohbet ortamında arkadaşına yapacaklarını anlatan Tim, “Bu hayattan bıktım, yarın adımı duyacaksın. Winnenden’i aklında tut. Herkes bana gülüyor, potansiyelimi fark etmiyor. Ciddiyim, silahım var. Yarın okuluma gideceğim…” demiş.
Katliamın ardından Almanya’da bir günlük yas ilan edildi ve okullarda güvenlik önlemlerinin arttırılacağı duyuruldu. Ancak bu katliam ilk değildi ve son da olmayacak. Özellikle 2000’li yıllardan bu yana her yıl benzeri katliamlar başta ABD, Almanya, Japonya gibi emperyalist ülkeler olmak üzere nerdeyse tüm dünyada yaşanıyor. Örneğin 2002 yılında Almanya’da meydana gelen benzeri olayda 19 yaşındaki bir genç 16 kişiyi öldürüp intihar etmişti. Aynı şekilde 2007 yılında ABD’de bir üniversitede meydana gelen benzeri olayda da saldırgan 32 kişiyi öldürüp intihar etmişti.
Çürüyen kapitalist sistem toplumsal ilişkileri her geçen gün dejenere ediyor. Kapitalist eğitim sistemi öğrencilerin arkadaşlık kurma, yaşama bağlanma ve umutlu olma olanaklarını, kariyer sağlama, öne geçme, birinci olma boş düşleri adına yok ediyor. Burjuva eğitim sistemi insanı yarış atına dönüştürüyor, toplumsal sorunlardan uzaklaştırıyor. Ezbere dayalı sistem kişiyi bencilleştiriyor. Okullarda cinnet geçirmek, kavga çıkartmak, silahlı saldırılarda bulunmak veya uyuşturucu kullanarak yaşadığı sorunlardan uzaklaşmak, gençlerin önüne konan seçenekler. Burjuva eğitim sisteminin genç beyinlerde yarattığı tahribat, olayın görünmeyen temel nedenlerini de ortaya koyuyor.
Genç Tim’i çıldırtan toplum, sömürünün hüküm sürdüğü ve insanın insanın kurdu olmaya zorlandığı kapitalist toplumdur. Tüm dünyamıza egemen olan savaş, kriz ve yoksulluk, insanların geleceğe yönelik umutlarını söndürüp onları bir çıkışsızlık hissine sürüklüyor. Daha önemlisi işçilerin örgütsüz olduğu bir hayattır. Uzun yıllardır gençlik kesimlerinin sessiz kalmasının nedeni işçi sınıfının örgütsüzlüğüdür. İşçi sınıfının ’68’li yıllardaki örgütlü mücadelesi tüm Avrupa ve dünya gençliğini etkilemişti. O yıllarda lisesinden üniversitesine dek tüm öğrenciler politik örgütlenmelere ilgi duyuyor ve sömürü düzeninin defterini dürmek için mücadeleye atılıyorlardı. Okullar işgal ediliyor, toplumsal sorunlar tartışılıyordu. Bugün yaşanan örgütsüzlük ve çıkışsızlık ise, son örnekte olduğu gibi öğrencilerin cinnet geçirmesine ve arkadaşlarını öldürmesine neden oluyor.
Katil, “Winnenden’i aklında tut” diyordu. Ama Tim farkında olmasa da Winnenden’i yaratan kapitalizmdir. Winnenden ile birlikte bu gerçeği de akıldan çıkartmamak gerekiyor.
link: İstanbul’dan bir MT okuru, Winnenden’i Aklınızda Tutun, Kapitalizmi de!, 18 Mart 2009, https://marksist.net/node/2070
Güçlükonak Katliamı
ESP’ye Yönelik Saldırılar Protesto Edildi