TOMA (toplumsal olaylara müdahale aracı!) son teknoloji ile üretilir. Dış bölümü tamamen zırhtan oluşmaktadır. Ön ve arka kısımlarda bulunan iki adet kameranın çektiği görüntüler, araç içerisinde bulunan ekranlardan izlenebilmektedir. Ayrıca görüntüyü kayıt olanağı da vardır. Aracın orta bölümünde 6 bin litre kapasiteli su tankı, 60 litre kapasiteli boya tankı, 60 litre kapasiteli gaz solüsyon tankı ve 80 litre kapasiteli köpük tankı bulunmaktadır. Su topundan su atılabildiği gibi boya, gaz solüsyonu ve köpük de atılabilir. İstenildiğinde boya, gaz ve suyu karıştırıp aynı anda sıkabilir. Su motorunun bulunduğu aracın arka kısmında herhangi bir yangın ihtimaline karşı sensorla otomatik çalışan yangın söndürme sistemi mevcuttur. Kendini savunma mekanizmasına sahip olan araç atılabilecek Molotof kokteyli gibi yangın çıkartabilecek maddelere karşı araç üstü ve araç altında su, köpük veya köpüklü su püskürterek yangın ve yanıcı maddeleri etkisiz hale getirebilir. Göstericileri yanından uzaklaştırmak için gaz püskürtme delikleri bulunur. 180 kilo basınçla yaklaşık 20 metreye kadar etkili vuruş yapabilir. Barikat yıkmak için buldozer özelliği vardır. En önemlisi de ortalama fiyatı 652 bin 612 TL’dir.
İnternetten küçük bir araştırmayla TOMA ile ilgili bulabildiğim bilgiler bunlar. “Peki, bu bilgiler bize neden gerekli?” dediğinizi duyar gibiyim. Geçenlerde malûm gazetelerde gördüğüm bir haber meğer TOMA’lar ne kadar değerliymiş(!) dedirtti. Haberin başlığı şöyleydi; “Bu Haberi Malûm Medyada Duyamazsınız.” Ben de büyük bir merakla haberi açtım ve okumaya başladım. Haberin detayları şöyleydi: Van’ın Erciş ilçesinde TOMA’lar kurumaya yüz tutmuş ağaçları sulamış. Devletin tüm imkânlarını halk için seferber ettiğini söyleyen Vali, “iki sene önce burada TOMA’lar toplumsal olaylara müdahale ediyordu ama biz düzeni sağladık. Halk huzuru buldu ve artık TOMA’ları halkın hizmetine sunuyoruz” diyordu. Haberi okumayı bitirdiğimde yüzümde kararsız bir ifade oluştu. TOMA’larla yapılan müdahaleler gözlerimin önünden geçti. Üretildiği andan itibaren patron ve hükümetlerin emrine sokulan TOMA’lar, hakkını arayan onlarca insanı ezdi, sakat bıraktı. 12 Ocak 2016’da Hakkâri Yüksekova’da 45-50 yaşlarında bir vatandaşın kafasını ezdi. 1 Mayıs 2016’da Taksim Beyoğlu’nda yasaklı dönüş yapan bir TOMA 57 yaşındaki Nail Mavuş’u ezdi. 1 Ağustos 2017’de İstanbul Okmeydanı’nda bir sokağa fazla hızlı girdiği için Suriyeli bir çocuğu ezdi. Sadece benim hatırladığım bunlar, eminim daha nicesi vardır!
Grev, direniş yaparak hakkını arayan işçileri TOMA’larla dağıtmaya çalıştılar. Yeri geldiğinde evler TOMA’larla yıkıldı. Her türlü muhalefetin karşısına TOMA’lar dikildi. Anlayacağınız TOMA’lar hakkını arayanlara karşı kullanılan bir şiddet aracıdır. Bugün bir TOMA bir işçinin 38 yıllık asgari ücretine eşittir. Egemenler bu işkence araçlarını biz işçilerin vergisiyle alıyor, bizi ezmek için kullanıyor ve malûm medya bundan asla söz etmiyor!
link: Sefaköy’den bir sağlık işçisi, TOMA Nedir ve Neden Kullanılır?, 31 Ağustos 2017, https://marksist.net/node/5835
Şirketlerin Kârları Büyüyor, İşsizler Ordusu da!
Türkiye’nin “Gönlü Zengin” Kapitalistleri