Merhaba arkadaşlar,
Yakın akrabalarım içerisinde bir kız isteme olayına tanık oldum. Akrabam olan kız yakınlıktan dolayı benim de orada bulunmamı istemişti ve ben de bulundum. İlk gelişlerinde tanışılacağı ve daha sonraki gelişlerinde ise kızın verileceği önceden konuşulmuştu ve bu durum her iki aile tarafından da bilinmekteydi. Ama ortada bir sorun vardı. Bu sorun olmayan sorun mezhep ayrılığı idi. Kız tarafı Alevi, erkek tarafı ise Sünniydi. Ailelerin çocuklarının farklı mezhepten biri ile evlenmelerine olumlu bakmadıklarını önceden biliyordum. Gelin görün ki istenilen olmamış, gençler birbirini sevmiş, ailelerin birine istemek, diğerine ise vermek düşmüştü.
Henüz erkek tarafı gelmeden kız tarafına gittim. Kız tarafından olan davetliler önceden gelmişti. Din konusunun açılmaması için birbirlerini sıkıca tembihliyor, diline sahip olmayanlar ise özellikle uyarılıyordu. Bu arada kız babası televizyonda bulduğu Alevi türkülerini yüksek sesle dinliyor, eşlik ediyor, koyu bir Alevi olduğunu etrafındakilere ispat etmeye çalışıyordu. Diğer odada oturan kadınlar ise annenin ve kızın her odadan çıkışını fırsat bilerek damat adayının Sünni olmasını çekiştiriyorlardı. Bunlar, yıllardır aynı mahallede birlikte oturdukları farklı mezhepten insanlarla sorunlarının ortak olduğunu görmek yerine ayrı dünyanın insanları gibi davranmışlardı.
Kapı zili çaldı ve beklenen an geldi. Misafirlere hoş geldin yapıldıktan sonra kolonya ve tatlı ikram edildi. Kahveler içildi. Konu kara lastikten açıldı, işçi sınıfının durumu tartışıldı, Atatürk’e minnettarlıklarını bir kez daha sunduktan sonra Allahın emri ve peygamberin kavli ile konu bağlandı. Kız tarafı düşünmeleri için zaman istedikten sonra misafirler uğurlandı. Korkulan olmadı ve din konusu açılmadı. Böylece ilk gelişlerini kazasız belasız atlatmıştık.
Vakti zamanında “din bir afyondur” denmişti ve o afyon en gencinden en yaşlısına kadar birçok insanı zehirlemeye devam ediyor. Burjuvazinin kendi içinde hiç de sorun etmediği din konusu, biz ezilen ve sömürülenler için en büyük sorun haline gelebiliyor. Kapitalizmin en büyük silahlarından biri haline gelen bu zehri vücuttan söküp atmak için onun panzehiri olan Marksizmi bilinçlere taşımak, yolu Marksizmden geçen herkesin görevi olmalı.
link: Gebze’den bir metal işçisi, Mezhep kavgasının panzehiri sınıf mücadelesidir, 25 Şubat 2006, https://marksist.net/node/945
Yakov Sverdlov
Ölümünün 87. Yıldönümünde Sverdlov'u Saygıyla Selamlıyoruz