Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için tam 21 yıldır, her Cumartesi günü Galatasaray Meydanında bir araya gelerek devletin sağır kulaklarına seslenen Cumartesi Anneleri, 24 Eylül Cumartesi günü, 600. buluşmalarını gerçekleştirdiler. Yüzlerce insanın Galatasaray Meydanında biraraya geldiği oturma eyleminde, aileler yine devlet tarafından katledilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyarak akıbetlerini sordular ve faillerin yargılanmasını istediler.
“Cumartesi Anneleri 600 Haftadır Aynı Yerde” pankartı altında biraraya gelen kayıp aileleri, gözaltında katledilerek kaybedilen evlatlarının ve yakınlarının hesabını sormak için 21 yıldır mücadele veriyorlar. Hasan Ocak’ın 1995 Martında kaçırılarak gözaltında katledilmesinin ardından 27 Mayıs 1995’te başlayan oturma eylemlerinde, anneler ve ailelerin kendileri de polis terörüne maruz kaldılar ama yılmadılar. Kararlı duruşları sayesinde 600. haftaya ulaştılar ve mücadeleyi bugüne taşıdılar.
2011 Şubatında Başbakan Erdoğan’ın kayıpların araştırılması için bir komisyon kurulacağı sözünü vermesi üzerine kayıp aileleri, “Güneşte yandık, yağmurda ıslandık, donduk, yerlerde sürüklendik, gözaltına alındık. Nihayet körlere sağırlara sesimizi duyurduk” sözleriyle ümitlerini ifade etmişlerdi. Ne var ki AKP iktidarının demokratikleşme yönündeki tüm sözleri gibi bu sözlerinin de yalan olduğu görüldü ve kurulan araştırma komisyonundan hiçbir şey çıkmadı. O günden bu yana yaklaşık 300 hafta daha geçti ve devlet hâlâ kayıp yakınlarına kör ve sağır!
Eylemin ilk konuşmacısı olan Elmas Eren de bu gerçeğe işaret ederek başladı sözlerine. 36 yıl önce gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in annesi olan Elmas Eren, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Dört yıl önce şimdinin Cumhurbaşkanı, o zamanın başbakanı bize söz verdi. Hazirandan sonra sizin işinizi halledeceğim dedi. Kaç Haziran geçti ses seda yok. 36 yıl geçti oğlum kayıp. Onun kemiklerini aramaktan canım çıktı. Pırıl pırıl çocuklarımızın suçu neydi kendilerinden bir daha haber alamadık, katlettiniz. Ne yaparsanız yapın çocuklarımızın kemiklerini istiyoruz.”
Daha sonra sözü Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak aldı ve “21 senedir burada oturuyorum. Bu gençler, anneler, babalar için oturdum. Analar ağlamasın, çocukları yetim kalmasın diye oturdum burada” diye konuştu.
“Bu adaletsizlik böyle giderse bir 600 hafta daha burada olacağız gibi. Burada otururken aramızdan Berfo Anneler gitti. Onları buradan selamlıyoruz” diyen Hanife Yıldız da, oğlu Murat Yıldız’ın 21 yıl önce İzmir’de gözaltına alınarak kaybedilmesiyle başlayan 21 yıllık mücadelesini anlattı ve konuşmasını “Ellerimiz hep yakalarında olacak, unutturmayacağız” sözleriyle tamamladı.
“İnsanlığa karşı işlenen suçlar en ağır suçtur. 21 yıl önce anne ve babalarımız bu alanda adalet arayışına girdi, şimdi ise biz ikinci kuşakları, çocukları bu mücadeleyi devraldık” diyen Besna Tosun ise, babası Fehmi Tosun’u ve diğer kayıpları katleden zihniyetin bugün de işbaşında olduğunu vurguladı. Tosun, “Korkması gerekenler bizler değiliz. Korkması gerekenler şehirleri tank ve toplarla harabeye çevirenlerdir. Korkması gerekenler Taybet Ana’yı günlerce sokak ortasında bekletenlerdir, doğmamış çocuğu anne karnında katledendir. Korkması gerekenler bizleri bu meydanlara mahkûm edenlerdir. Bu korkuyu, sessizliği kabul etmiyoruz. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz ama korkarak, sessiz kalarak değil” diyerek kayıplar bulunup sorumlular cezalandırılıncaya kadar mücadelenin devam edeceğini söyledi.
Kayıp yakınlarının “üçüncü kuşak” temsilcileri adına söz alan Berivan Yurtsever de, dedesi Abdülkerim Yurtsever’in “tek suçunun Kürt olmak” olduğunu belirterek, mücadele kararlılıklarının altını çizdi.
KESK başkanı Lami Özgen’in, HDP milletvekilleri Pervin Buldan ve Hüda Kaya’nın, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan’ın da destek verdiği eylemde, kayıplar için mücadele veren simge isimlerden biri olan ve 43 hafta önce katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi de anıldı.
Basın açıklaması, kayıp Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya tarafından okundu. Cumartesi eylemlerinin 600 haftadır devam ettiğinin belirtildiği açıklamada, “Her Cumartesi saat 12’de, gözaltında kaybedilen yüzlerce insanımızın fotoğrafını taşıyarak gözaltında kaybetme suçuyla yüzleşilmesi, hesaplaşılması, barışın ve adaletin sağlanması için sesimizi Galatasaray’dan yükseltiyoruz. Talebimiz açık. Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın. Kaybedenler yargılansın. Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin. 600 haftadır bunun için mücadele ediyoruz. Ama kayıpların bulunması ve kaybedenlerin ortaya çıkarılıp cezalandırılmasına yönelik siyasi bir irade ortaya konmuyor” denildi.
Devletin yıllardır suçları açığa çıkarmak yerine katilleri koruduğunun ve toplumsal sorunları şiddet yoluyla bastırmaya çalıştığının ifade edildiği basın açıklaması, “600. haftamız vesilesiyle bir kez daha ilan ediyoruz; güvensizlik ve korku üreten politikalar karşısında susmayacağız; kayıplarımızı aramaktan, adalet, hakikat ve barış talep etmekten vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle sona erdi.
Oturma eylemi, kayıp yakınları için mücadele yürüten Plaza Del Mayo Annelerinin sesli mesajı dinlenerek bitirildi.
link: Marksist Tutum, Cumartesi Anneleri 600 Haftadır Aynı Yerde!, 24 Eylül 2016, https://marksist.net/node/5305
Kutup Yıldızı
Kapitalistlerin Vatanı, İşçi Sınıfının “Vatanı”