Bir el! Yüzyılın yüzkarası çizgilerinde gizli Bir el! Körpe fidanları kıran, kıyıcı Bir el! Bir SS eli Bir Gestapo Bir Kara Gömlekli! Bir el tetiğe bastı Bir gül ağacı kırıldı Düştü yere Yiğit bir Anadolu insanı Binlerce elin üstünde dalgalandı Bir kadın Hıçkırıklarla yüklü Meyveyle yüklü bir kadın Dalgalara atladı O yiğit insan Dindirebilmek için Sevdiceğinin kederini Kara gözlerinin Işığını armağan etti. Kara gözlü bebek “Babamı görmedim” diye üzülme Babanın gözlerinin ışığı sende… Kara gözlü bebeğim Konuşmaya başladığın gün Babanı soracaksın Bütün babasız çocukların sorduğu gibi Annen gözlerini saklayarak senden Güzel şeyler anlatacak sana Sen yumarak kara gözlerini Tatlı bir uykuya dalacaksın Güzel masallar dinleyen bebeklerin Yaptığı gibi. Bir gün... Resimleri tanımasını öğrenince Babanı tanıyacaksın Seninki gibi gözleriyle Fotoğrafından bakacak baban. Bir gün Daha da büyüyünce Kara gözlerinin ışığıyla babanın Dünyaya bakacaksın! Birlikte doyacaksınız güzelliğine Dağların... Ovaların... Denizlerin... Ve insanlarınızın güzelliğine Biz Senin ışık yüklü kara gözlerine bakıp Babana doyacağız.
27 Kasım 2014
link: Elif Çağlı, Gözlerinin Işığını Özledik, 27 Kasım 2014, https://marksist.net/node/3781