Burjuva hükümet bir yandan gündemi türban tartışmalarıyla iyice bulanıklaştırırken öbür yandan da sınıfına hizmet için icraatlarını eksiksiz yerine getirmeye çalışıyor. Tersanelerden her gün ölüm haberleri geliyor. Kayıtdışı, sigortasız ve sendikasız çalıştırılmaları, Davutpaşa’da olduğu gibi onlarca işçinin ölümüne, yüzlercesinin iş kazalarında yaralanmalarına yol açıyor.
Burjuvalar dünya genelinde yaşanan krizden etkilenmediklerini iddia ederlerken, ücretler düşüyor, tüketim maddelerinin fiyatları hızla artıyor ve işçilerin yoksulluğu daha da derinleşiyor. Eğitime ve sağlığa kaynak olmadığı gerekçesiyle yeterli bütçe ayırmayan devlet, özgürlükleri ve demokratik hakları için mücadele yürüten Kürt halkının üzerine milyonlarca dolarlık bombaları yağdıracak, tankları uçakları gönderecek bütçeyi yaratmakta hiç zorlanmıyor.
Bütün bu olanlara burjuva medya ya hiç ilgi göstermiyor, ya da burjuvazinin istediği gibi kitlelerin gözüne kalın perde çekmek üzere olayları çarpıtarak “haberleştiriyor”.
Burjuvazinin yalan perdesini aralayıp, gerçekleri işçi sınıfına ulaştırmaya çalışan devrimci basına karşı baskılarınsa sonu gelmiyor. 18 Şubat sabahı herhangi bir gerekçe göstermeden Eksen Yayıncılığa baskın düzenleyen polis, yayınevi çalışanı Ferdi Özmen’i yaka paça gözaltına alıp 2 saat boyunca yine hiçbir gerekçe göstermeden alıkoydu. Olayın hemen ardından avukatların tüm karakolları aramalarına rağmen polis hiçbir yerde gözaltı olduğunu kabul etmedi.
Düzenin bekçileri, kendi yasalarına göre bile yasadışı olan bu uygulamalara her fırsatta başvurmaktan geri durmuyorlar. Ne de olsa düzen onların düzeni! Her saldırıdan sonra bekçiler, düzenleri tarafından yemlenerek ödüllendiriliyorlar.
Burjuva devletin devrimci basına karşı uyguladığı bu ve benzeri baskılar, toplumun gerçekleri görmesi ve tepki göstermeye başlamasından duyulan korkunun ifadesidir. Gerçekleri ters çevirip çarpıtarak sunan egemen sınıf, en sıradan bir demokratik hak mücadelesine dahi binlerce polisle ve askerle saldırabiliyor. Çünkü, ancak bu şekilde düzenini koruyabiliyor.
Egemenlerin bu saldırılarına verilecek en güzel yanıt, mücadele bayrağına daha da kararlıca sarılmak olacaktır, onların korkusunu gerçek kılmak için!
Devrimci basın susturulamaz!
Yaşasın devrimci dayanışma!
link: Marksist Tutum, Eksen Yayıncılığa Polis Baskını, 28 Şubat 2008, https://marksist.net/node/1716
Kandırıyorlar Bizi
Kapitalist Cenderede Ezilen İşçi Çocuklar