6 Kasım YÖK protestosu yaklaşık 1500 öğrencinin katılımıyla Beyazıt meydanında 4 farklı organizasyonla gerçekleşti. TKP ve Öğrenci Koordinasyonu, farklı saatlerde kendi kortejlerini oluşturarak ana kampüsün içinden kapıya doğru yaptıkları yürüyüşün ardından kendi basın açıklamalarını da yaparak eylemlerini bitirdiler.
Diğer iki koldan biri Eminönü'nden Laleli'ye tramvayla gelerek burada kortejler oluşturup Beyazıt meydanına doğru yürüyüşe geçenlerden oluşuyordu. Bu koldaki en kalabalık kortej Bağımsızlık Gençlik Hareketi (BAGEH) kortejiydi. Özgür Gençlik, Ekim Gençliği, Yeni Demokrasi Gençliği, Devrimci Öğrenci Birliği, Maya, Devrimci Proleter Gençlik, Kaldıraç bu kolun diğer bileşenleriydiler. Bu kola Emek Gençliği alanda dahil oldu. Ana kampüsün içinden Üniversite Öğrencileri imzalı ortak pankartın arkasında alana doğru yürüyüşe geçen kol, alanda diğer kolla birleşti. Burada okunan marşlar ve atılan sloganların ardından basın metinleri okundu. Bir süre daha slogan atılmasının ardından tekrar ana kampüsün içine doğru yürüyüşe geçilerek eylem burada bitirildi.
Eylem boyunca “Faşizme Ölüm Halka Hürriyet”, “Beyazıt Faşizme Mezar Olacak”, “YÖK'e Hayır”, “YÖK Kalkacak, Polis Gidecek, Üniversiteler Bizimle Özgürleşecek”, “İşgale Değil Direnişe Destek”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”, “Kahrolsun ABD Emperyalizmi”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Katil ABD İşbirlikçi AKP” sloganları atıldı. Sloganlar coşkulu atılsa da kimi zaman uyumsuzluklar da yaşandı. Eylem komitesinin belirlediği sloganlar dışında farklı slogan atmaya izin verilmedi, ama bitime doğru bazı gruplar farklı sloganlar da attılar.
Alana girilmesinin ardından polis kitleye saldırmak için fırsat kollamaya başladı. Bunun için maske ve gazlarıyla tam teçhizat hazırdı. Ancak BAGEH'in alandan erken ayrılmasıyla polisin maske ve kaskları indirip kep takması dikkat çekti.
Kampus içinde diğer gruplara göre daha kalabalık olan gruplardan Gençlik Derneği aynı gün Ankara'da düzenlenen merkezi eyleme katılmıştı. Demokratik Öğrenci Birliği ise Beyazıt'taki eyleme katılmayıp Taksim'de kendi organize ettiği eylemde basın açıklaması yaptı.
Bu seneki 6 Kasım eylemi geçen yıla göre katılım açısından biraz daha iyi olsa da 50 bin öğrencinin olduğu bir okulda sayının ancak 1500'lere ulaşması, durumun pek iç açıcı olmadığının bir göstergesidir. Üstelik eyleme katılım sağlayan kitle, tek bir üniversiteden değil Avrupa yakasındaki tüm üniversitelerden geldi.
Tüm öğrenci kesimi için ortaklaştırıcı bir sorun olan YÖK eylemindeki bu çok parçalılık, sorunun aşılmasına dönük olumlu bir katkıda bulunmadığı gibi, sol kesimle öğrenciler arasındaki bağın zayıflığını bir kez daha yakıcı biçimde hissettirdi. Ve bu bağın kitleler dışında yapılacak dar eylemlerle yeniden kurulamayacağını da en azından bizlere bir kez daha gösterdi.
Bir yanda YÖK protestosu yapılırken bir yandan da öğrencilerin kimisi habersiz olduğundan, kimisi korkudan, kimisi de kendini alanda ifade edecek yer bulamadığından derslere girmeyi tercih ettiler. 12 Eylül'ün gerici karanlığının etkisini fazlasıyla hissettirdiği bir 6 Kasım eylemi daha, katılımın cılız kaldığı bir şekilde gerçekleşmiş oldu.
Karşısında kendi için ciddi tehdit oluşturacak bir alternatifin yokluğu, kapitalist düzene, daha fazla kâr uğruna doğayı ve insan yaşamını yok oluşa sürükleme olanağı tanıyor. Bunun için de teknolojiyi ve buna bağlı olarak eğitim sistemini kendi ihtiyaçları doğrultusunda hayattan ve toplumdan kopuk, insana yabancılaşmış bir biçimde kullanıyor. Teknoloji, ulaştığı düzey açısından insanlığa daha rahat bir yaşam olanağı sağlayabilecek durumda iken, bir avuç kapitalistin daha fazla kâr uğruna insanlığı bir felakete doğru sürüklediği bir araç olarak kullanılıyor.
12 Eylül gericiliğinin kendi ihtiyaçlarına göre düzenlemiş olduğu ve YÖK üzerinden bugün de bunu sağlamaya çalıştığı eğitim sisteminin değiştirilmesi için verilecek mücadele, sermayenin toplumu zihinsel olarak köleleştirme araçlarının ortadan kaldırılması ve bütün gericiliğin kaynağı olan kapitalizmin yerle bir edilmesi için yürütülecek mücadeleyle birleştirilmeden başarılamaz.
Biz Marksist öğrenciler açısından YÖK'e karşı yürütülecek mücadelede başarı, kendi örgütlülüğümüze ve burjuva düzene karşı verilen sınıf mücadelesinin örgütlülüğünde sağlanacak başarıya bağlıdır. Kitlesel ölçekte militan bir öğrenci hareketi ancak işçi sınıfı hareketinin tüm toplumsal atmosferi değiştirecek şekilde yükselmesiyle mümkün hale gelecektir.
KAPİTALİZM YIKILMADAN İNSANLIK ÖZGÜRLEŞEMEZ.
link: MT okuru öğrenciler, 6 Kasım YÖK protestosu, 8 Kasım 2003, https://marksist.net/node/1239
Rus Devrimini Savunurken
YÖK’E DE YEK’E DE HAYIR!