Metal, otomotiv, kimya, tekstil gibi hemen her sektörden fabrikanın faaliyet gösterdiği ve on binlerce işçinin çalıştığı organize sanayi bölgeleriyle çevrili Kocaeli’de kanser vakaları normalin üstünde bir sıklıkla görülüyor. Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ve ekibi 8 Ocak 2011’de, Dilovası ve Kandıra’da hava kirliliğine bağlı kanserden ölümlerin dünya ortalamasının çok üstünde olduğunu ortaya koyan bir rapor hazırlamıştı. Bu iki kentte annelerin ilk sütünde ve bebeklerin ilk kakalarında ağır metaller bulunduğunu açıklamıştı. Sağlık Bakanlığı verileri ve ölüm kayıtları taranarak elde edilen bilgilere göre, Dilovası’nda her 3 ölümden 1’inin kanserden olduğu tespit edilmişti. Kocaeli Üniversitesi tarafından hazırlanan raporun yayınlanmasından sonra, Kocaeli Valisi elde bilimsel veri olmadığını iddia ederek Hamzaoğlu’nu “şarlatan” olmakla itham etmişti. Hamzaoğlu, “halkı paniğe sürüklemek” suçlamasıyla hapis cezası ile yargılanmak da istendi.
Hamzaoğlu, tüm engellemelere rağmen Kocaeli bölgesinde sanayi yoğunluğunun insan sağlığını nasıl etkilediğini ortaya koyan araştırmalarına devam ediyor. Bu defa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kocaeli’de kurduğu hava kalitesi izleme ölçüm istasyonlarından 2008-2014 yılları arasında yapılmış olan Dilovası ve Kocaeli ölçüm sonuçlarını ele aldı (2008 ve 2012 yıllarına ait yeterli veri elde edilemediği hesaplama yapılamadı). Elde ettiği sonuçları Dünya Sağlık Örgütü sınır değerleriyle karşılaştırdı. Aşağıdaki tablo bu sınır değerlerinin Dilovası ve İzmit’te kaç kat aşıldığını gösteriyor:
Hava kalitesi ölçüm sonuçlarının Dünya Sağlık Örgütü verileriyle karşılaştırılması | ||
Dilovası | İzmit | |
2009 | 3,7 kat | 3,2 kat |
2010 | 3,9 kat | 3,3 kat |
2011 | 3,6 kat | 2,6 kat |
2013 | 4,6 kat | 3,1 kat |
2014 | 4,0 kat | 2,9 kat |
Prof. Dr. Hamzaoğlu, hava kirliliğine bağlı akciğer kanseri oranlarını da hesapladı. Dilovası ve İzmit’te, hava kirliliği olmayan kentlere göre akciğer kanseri oranları da şöyle:
Hava kirliliğine bağlı akciğer kanseri oranları, hava kirliliği olmayan kentlere göre | ||
Dilovası | İzmit | |
2009 | 6,5 kat | 5,5 kat |
2010 | 7,1 kat | 5,7 kat |
2011 | 6,4 kat | 3,9 kat |
2013 | 8,7 kat | 5,1 kat |
2014 | 7,3 kat | 4,6 kat |
Hamzaoğlu, hava kirliliği ve buna bağlı kanser vakalarına karşı ne yapılması gerektiğini de sıraladı:
· Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı, hava kirliliğine neden olanlar ve bunları denetleyip engel olmayan bakanlık ve il yöneticileri hakkında soruşturma başlatmalı.
· Dilovası’nda ve İzmit’te akciğer kanserini yakalanan hastalar ve kanser nedeniyle ölen kişilerin yakınları Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla il yönetimine tazminat davası açmalı.
Hamzaoğlu’nun konuyla ilgili yazdığı makalede sorunun kökten çözümü için yaptığı değerlendirme ise şöyle:
“Kocaeli genelinde konuyla ilgili olarak yıllardır yaşananlar, içinde bulunduğumuz durumun-hava kirliliğinin öncelikli müdahale edilmesi gereken, bir halk sağlığı sorunu olduğunu ortaya koymakta. Sanayiden kaynaklanan doğa ve sağlık tahribatı-kirlilik sorununu kökünden çözmek de mümkün. Hem de fabrikaları kapatmadan, makineleri kırmadan… Bunun için öncelikle hammaddelerin ve enerji kaynaklarının doğaya ve insana daha az zararlı olanlarla değiştirilmesi, teknolojinin modernize edilip, emisyon (atık) hacmi düşük üretim süreçlerinin devreye sokulması ve bunlara karşın ortaya çıkan emisyonların (atıkların) zararsız hale getirilmesi gerekir. Bugün için yapılabileceklerin hayata geçirilmesi için var olan hukuksal düzenlemelerin uygulanması, yetersiz olanların doğa ve toplum yararına yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Bunun için de hem yasamaya hem de kamu otoritesi olarak Hükümet, Valilik ve Büyükşehir Belediyesi’ne büyük sorumluluklar düşüyor. Eğer niyetleri olursa bilsinler ki yapabilecekleri çok şey var…”
Kocaeli’de ve sanayi bölgelerinin yoğun olduğu diğer kentlerde meydana gelen hava kirliliğinin nedeni kapitalist üretim mantığıdır. Sanayinin dünya üzerinde gelişmeye başladığı ilk zamanlardan itibaren, işçi sınıfını alabildiğine sömüren kapitalistler, işçilerin iş cinayetlerine kurban gitmelerine veya meslek hastalıklarına yakalanmalarına karşı neredeyse hiçbir çaba sarf etmediler. Bu konularda yapılan iyileştirmeler, işçi sınıfının verdiği mücadeleler sayesinde mümkün olmuştur. Tek düşüncesi, tek doğal dürtüsü daha fazla kâr olan kapitalizm, doğayı dünya genelinde felâkete sürüklemekten, insan sağlığını bozmaktan geri durmuyor.
Düzenli kent yapısına ve temiz havaya sahip olmakla övünen Batılı kapitalistler, dünyanın geri kalanını fabrika atıklarıyla doldurmaktan geri durmuyor. Hava kirliliğine ve kansere çare bulmak “teknik” ve çözülmesi mümkün bir sorun olduğu halde, kapitalizm altında köklü bir çözüm imkânsızdır. Çünkü kapitalizm kâr üzerine inşa edilmiş bir sistemdir ve büyümek için yanıp tutuşan sermaye işçiyi ve doğayı sömürmekten vaz geçemez. Dolayısıyla bu bir sistem sorunudur ve köklü çözüm kapitalizmin ortadan kaldırılmasını gerektirmektedir.
Mikail Azad, Kocaeli’de Kanser Oranları Artıyor, Marksist Tutum dergisi, no: 121, Nisan 2015
link: Marksist Tutum, Kocaeli’de Kanser Riski 7 Kat Fazla, 18 Eylül 2015, https://marksist.net/node/4473
Dünyaya Barış İşçi Sınıfıyla Gelecek!
Neden “Devlet Silah Bırakmaz”?