Mayıs ayı içerisinde işçi sınıfının enternasyonal dayanışması anlamında güzel ve anlamlı bir örnek yaşandı. İtalyan liman işçileri Yemen’de kullanılmak üzere silah taşıyan Suudi Arabistan gemisini yüklemeyi reddettiler ve grev yaptılar. “Yemen’de süren savaşa ve emekçilerin öldürülmesine ortak olmayacağız” diyen işçiler, Yemenli sınıf kardeşlerinin yanında olduklarını dünyanın bütün işçilerine örnek olurcasına ortaya koydular. Bu mücadele anlayışı ve enternasyonal dayanışma örneği bugün çok yaygın olmasa bile, gelecek için mücadele eden biz işçilere çok şey anlatıyor.
Egemenler kendi çıkarları için, milyarlarca işçiyi ulusal, dini, etnik, mezhepsel temelde bölüyor ve birbirine düşman etmeye çalışıyor. Ellerindeki devasa propaganda ve iletişim aygıtları ile kendi sınıf çıkarlarını işçilerin çıkarıymış gibi gösteriyorlar. Böylelikle işçi sınıfının çıkarlarının ortak olduğunu ve bütün sorunların kaynağının kapitalizm olduğunu görmelerine engellemek istiyorlar. Ama egemenler ne yaparlarsa yapsınlar işçilerin çıkarlarının ortak olduğu, enternasyonal bir sınıf oluşturdukları gerçeğini sonsuza dek gizleyemeyecekler. İşte İtalya’daki liman işçilerinin bu anlamlı mücadelesi, bu gerçeği bir kez daha açığa çıkarmış ve örnek olmuştur. Bu örnek İtalyan işçi sınıfının emperyalist savaşa karşı verdiği ilk mücadele örneği değildir. İtalyan işçi sınıfının bugünlere dek devam eden köklü bir mücadele geleneği var. Mesela 1911 yılında İtalyan burjuvazisi emperyalist emellerle Trablusgarp’ı işgal etmeye girişir. İtalyan işçiler ve köylüler o zamanlar Osmanlı toprağı olan Trablusgarp işgaline karşı bir mücadele başlatırlar. Forli’de işçiler bir grev örgütlerler ve cepheye asker ve mühimmat taşıyan trenlerin önlerine yatarlar. Trenlerin raylarını söken işçiler şehirde barikatlar kurarak İtalyan burjuvazisinin Trablusgarp’ı işgaline karşı mücadele ederler.
Elbette ki bu mücadele örnekleri İtalyan işçilerle sınırlı değil. Kapitalizmin tarihi boyunca ezilenler egemenlerin çıkarttığı haksız savaşlara sayısız mücadelelerle karşı çıkmışlardır. Bugün kapitalizmin hegemon gücü olan ve açtığı savaş cephelerinde milyonlarca emekçinin ölümüne yol açan ABD’de de işçi sınıfının belleklerimize kazınması gereken, emperyalist savaş karşıtı mücadele örnekleri var. Bunlardan biri de Vietnam savaşıdır. SSCB ve Çin’in etkili olmaya çalıştığı Vietnam’ı kendi nüfuz alanında tutmaya çalışan ABD, Vietnam’a karşı emperyalist bir işgale girişir. Yirmi yıldan fazla süren bu savaşta, iki milyondan fazla Vietnamlı emekçi katledilir. Savaşın boyutu o kadar büyüktür ki ABD’nin Vietnam’a attığı bomba sayısı, İkinci Dünya Savaşında kullanılan tüm bomba sayısından fazladır. ABD “silah saklıyorlar” diyerek yaşlı çocuk demeden köylüleri katleder, kadınlara tecavüz edilir. Vietnamlı emekçilere karşı yürütülen bu haksız savaşın içyüzünü Amerikalı emekçilerin öğrenmesinden ve tepki vermesinden endişe eden egemenler, “kötülüklerin olmadığı, güzel bir dünya yaratmak için savaşıyoruz” diyerek işçileri kandırmaya çalışmışlardır. Ama savaşın boyutları büyüdükçe emekçilerin gerçekleri görmesini engelleyemezler. Elli bin Amerikalı askerin bu savaşta ölmesi, sakatlanması, diğer tarafta kendileri gibi yoksul milyonlarca Vietnamlı emekçinin öldürülmesi, bu savaşa karşı Amerikan işçi sınıfında bir tepkiye ve öfkeye yol açtı. “Bizim olmayan ve bize bir şey kazandırmayan bu savaşta ölmek istemiyoruz” diyen Amerikan işçi sınıfı, bu haksız savaşa karşı mücadele bayrağını yükseltti. Amerika’nın farklı eyaletlerinde on binlerce işçinin katıldığı savaşı protesto eylemleri ilk olarak 1965 yılında yapıldı. Amerika’nın Vietnam’dan çıkmasını isteyen emekçiler 1967 yılında da New York’ta 300 binden fazla işçinin katıldığı eylemler yaptılar. Bu savaşın kendi savaşları olmadığını gören işçiler 15 Ekim 1969’da 5 milyondan fazla insanın katıldığı büyük protesto gösterileri yaptılar. İşçi sınıfı büyük mitinglerin yanı sıra başta ağır sanayi olmak üzere pek çok farklı sektörde yaptığı grevlerle de, yürütülen bu haksız savaşa karşı önemli mücadeleler verdi. Çoğunlukla işçi çocuklarının okuduğu üniversitelerde protestolar yapıldı ve dersler boykot edildi. Amerikalı işçiler ekonomik talepler için sokaklara çıkmıyorlardı. Onlar kendi devletlerinin Vietnam’da haksız bir savaş yürüttüklerini gördükleri için sokaklara çıkıyorlardı. Vietnamlı emekçi kardeşlerinin ölümünün kendilerine bir çıkar sağlamadığını öğrendikleri için meydanlara çıkıyorlardı. 1971 yılında Washington ve San Francisco’da 1 milyondan fazla işçi gösterilere katıldı, ABD’nin savaşı bitirmesini ve Vietnam’dan çekilmesini talep etti. Vietnamlı emekçilerin Amerikan emperyalizmine karşı yürüttüğü kararlı direniş ve Amerikan işçi sınıfının kendi egemenlerine karşı yürüttüğü mücadele sayesinde, ABD savaşı bitirip Vietnam’dan çıkmak zorunda kaldı.
Tarih işçi sınıfının paylaşım savaşlarına karşı verdiği sayısız mücadele ile doludur. Dünyanın neresinde olursak olalım, dinimiz, dilimiz, rengimiz ne olursa olsun bizler işçi sınıfının parçasıyız. Yani sorunları, çıkarları ve kurtuluşu da ortak olan bir sınıfız. İşte tarihte birçok kere işçi sınıfı bu gerçekliği gördü ve patronlar sınıfına karşı çetin mücadeleler verdi. Bizlere yani mücadeleci işçilere düşen görev de geçmiş mücadele deneyimlerini enternasyonal bir ruhla kuşanarak mücadele etmektir.
link: Bağcılar’dan bir işçi, Yaşasın Enternasyonal Dayanışma, 12 Temmuz 2019, https://marksist.net/node/6698
Asıl Edepsizlik Hangisi?