Geçtiğimiz günlerde Mecliste sağlıkta yeni torba yasa görüşmeleri gündeme geldi. Şu ana kadar OHAL ve KHK rejimi ile binlerce sağlık emekçisi haksız, hukuksuz bir şekilde ihraç edildi, yüzlercesinin eğitim hakkı elinden alındı. Ayrıca binlercesi de hangi kriterlerle yapıldığı bilinmeyen güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek işlerine başlatılmadı. OHAL rejiminin kalkmasıyla işlerine geri dönebilmeyi talep eden hekimlerin eğitim ve çalışma hakkı yeni bir yasa düzenlemesiyle tümden engellendi, kamu emekçileri açlıkla yüz yüze getirildi. Sağlıkta şiddete karşı yasal düzenleme yapıldığı bahanesiyle hazırlanan bu yasanın sağlıkta şiddetle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bu yasayla, KHK’larla kamu görevinden çıkartılan veya güvenlik soruşturması sebebiyle kamu görevine alınmayan hekimlerin 450 gün süreyle hekimlik yapma, kısacası ekmek parasını kazanma hakkı engelleniyor. Bunun yanı sıra, hastaların sağlık hizmetine ulaşmaları da fiilen sınırlanmış oluyor. Her gün yüzlerce sözel ve fiziksel şiddete maruz kalan sağlık çalışanları içinse elle tutulur hiçbir önlem alınmıyor.
Yasa tasarısının ilk halinde, ihraç edilen doktorların 450 gün süre bitiminde dahi ancak SGK anlaşması olmayan özel hastanelerde çalışabileceği söyleniyordu. Oysa hepimiz biliyoruz ki böyle bir özel hastane kalmamış durumdadır! TTB, SES ve diğer sağlık örgütleri bu yasa teklifine karşı Ankara’da merkezi eylem kararı aldı. Ve bu haksız, acımasız ve hukuksuz uygulamaya karşı yasanın geri çekilmesi için taleplerini dile getirdiler. Türkiye’nin dört bir yanında “yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyen hekimler baskı koşullarına rağmen seslerini yükselttiler. Gösterilen tepkiler üzerine yasa tasarısında değişikliğe gidildi. İhraç edilen hekimler 450 gün boyunca yine hiçbir hastanede çalışamayacak, sonrasında ise özel hastanelerde çalışabilecekler. Tabii ihraç edilen bir hekim olarak iş bulabilirlerse!
Aslında öğrencilikten başlayarak çalışma hayatı da dâhil tüm muhalif sağlık çalışanları engellenmeye çalışılıyor. Daha öğrenciyken fişlenme tehdidi, atama döneminde güvenlik soruşturması eziyeti, çalışma hayatında ise en ufak bir muhalefet göstersen dahi hastane idaresiyle ters düşme ve ardından gelen sonuç; ihraç! Şu an hekimler için kabul edilen bu yasa yarın tüm kamu kuruluşlarında çalışan emekçiler için gündeme gelecek. İktidar en ufak bir muhalefete bile tahammül edemez hale gelmiştir. Ekonomik kriz kıskacı arttıkça iktidarın uyguladığı tasarruf politikalarına karşı hak arama mücadelesi vatan hainliği ile damgalanmakta ve beraberinde ihraçları, açlığa mahkûm edilmeyi getirmektedir. Bu dönemde işçi sınıfı olarak bizlere düşen görev sınıf dayanışmasını yükseltmek, bizi bekleyen günlere sınıf bilinciyle hazırlanmaktır. Ya hep beraber ya hiçbirimiz!
link: Bakırköy’den bir sağlık işçisi, Bu Tehdit Hepimize, Yaşamak ve Yaşatmak İsteyenlere!, 14 Aralık 2018, https://marksist.net/node/6552
Latin Amerika Dersleri
“İmaj” Projeleri Can Almaya Devam Ediyor!