Çeşitli temizlik, kozmetik ve gıda ürünleri üreten, yaklaşık 30 ülkeye ihracat yapan, Procter Gamble, Migros, Diasa, BİM, Carrefour, İsmar gibi marketlere fason mal üreten Tibet şirketler Grubu, 4 Nisanda 38 işçiyi sendikalı oldukları için işten attı. Patronun yasal bahanesi ise “bölüm kapatma”ydı.
Pendik Kurtköy’de kurulu bulunan ve 700 işçinin çalıştığı fabrika, patron tarafından 11 ayrı şirkete bölünmüş durumda. Daha önce Avrupa yakasında olmasına rağmen işçilerin sendikaya üye olmak istemesi nedeniyle Anadolu yakasına taşınan fabrikada, önce gıda ürünleri bölümünde Tek Gıda-İş’in, ardından kozmetik bölümünde Petrol-İş’in, sonra da nakliye bölümünde Koop-İş’in örgütlenme girişimi oldu.
Sendikal çoğunluğa bu 11 şirketten ikisinde ulaşılabilmiş ve yaklaşık bir aydır çalışma Bakanlığından yetki bekleniyor. Bu röportajın yapıldığı 28. direniş gününde, işten atılanların sayısı 41’i bulmuştu. Atılan işçiler, direnişlerini, mesai saatleri içinde fabrikanın yanındaki boş arsada sürdürüyorlardı. Bir işçi okurumuzun direnişteki iki kadın işçiyle yaptığı görüşmeyi aşağıda yayınlıyoruz:
Tibet fabrikasında neler üretiliyor?
Cam temizleyici, sıvı sabun, kozmetik ve gıda ürünleri ve bu ürünlerin paketleri.
Fabrikanın kaç yıllık bir geçmişi var?
Fabrika 1945 yılında Levent’te kurulmuş ve 1999’da Pendik şeyhli Mahallesine taşınmış.
Kaç işçi çalışıyor?
Toplam 700 işçi var. Kozmetikte 180 işçi çalışıyor. Ağırlıklı olarak bayanlar var.
Ortalama çalışma süresi ne kadar?
Günlük normal çalışma saati sabah 8 akşam 6; ancak hemen her gün iki saat fazla mesai yapılıyor.
İşverenin işçilere karşı tutumu nasıldı?
Patron bizimle hiç muhatap olmazdı, her şeyi müdürleri aracılığıyla çözerdi. Patrona yakın olan az sayıda işçi var.
İşyerinde ne tip sorunlar yaşanıyordu?
Kıdemli işçiler bile asgari ücret alıyor. Resmi asgari ücret zammı dışında zam yok, sosyal hak yok.
İçinizde daha önce sendikalaşma deneyimi olan var mı?
Evet, daha önce benzer süreçler yaşayan arkadaşlarımız ve sendikalı yerlerde çalışmış olanlar var. Eşleri sendikalı olanlar var. Sendikadan tanıdığı olan arkadaşlarımız var.
İşçilerin sendika üyeliği konusundaki ilk tepkileri ne oldu?
İlk önce güven duymakta zorlandılar. İşten atılma kaygısı duydular. Anladık ki biz birbirimizi tanımıyormuşuz.
Nasıl sendikalaştınız, süreç nasıl işledi?
önce gıda bölümünde başlayan süreç patronun haberdar olup engellemeye çalışmasıyla kozmetik bölümünde devam etti. Gıdayla ilgilenen patron kozmetikteki süreci geç fark etti.
Direnişe başlamadan önce ne gibi hazırlıklar yaptınız?
Biz yasal hakkımızı kullandık ama patronda aptal değil. Tabii atacaktı, ama açıkçası biz buna karşı bir hazırlık yapmadık.
Sendikalaşmanın hangi aşamasında patronun haberi oldu; nasıl tepki gösterdi?
Patron ilk gıda bölümündeki gelişmelerden haberdar oldu, biz bu arada örgütlenmeye devam ettik. Toplantı gibi bir şey yaptı ve işçilerden Kuran’a el basıp yemin etmelerini, sendikaya üye olmayacaklarına söz vermelerini istedi. Patron gıda bölümüyle uğraşırken kozmetikteki örgütlenmeyi geç fark etti. Biz yetki için çoğunluğa ulaşmıştık ve başvuruda bulunmuştuk. Bunu öğrenince, çalıştığımız bölümleri kapatmak zorunda olduğu bahanesiyle bizleri işten attı. Gıdadan, kozmetikten ve plastik bölümlerinden toplam 38 kişi başlangıçta, üç kişi de yeni olmak üzere 41 kişi şu anda işsiziz.
Gerek sendikaya üye olma sürecinde, gerekse siz işinize geri dönme mücadelesi verirken ailelerinizin, eşlerinizin, yakınlarınızın yaklaşımı nasıldı? Sizin mücadelenizi destekliyorlar mı?
Ailelerimiz bizi destekliyor. Bazı akrabalar boşuna bekliyorsunuz, bırak gel evine çocuğuna bak diyor ama mesela benim eşim Türk Metal’e bağlı bir fabrikada çalışıyor. Onun işyerinde bir sürü sosyal hakkı var, bayram parası var, yiyecek yardımı var. Eşim o yüzden beni destekliyor, bir kumar oynadık belki kazanırız diyor.
çevre fabrikalarda direnişe karşı tepkiler ne düzeyde? Ziyarete gelen var mı? Sizin gidip destek istediğiniz fabrikalar var mı?
Alkom, Mutlu Akü ve Neşe Plastik’ten işçi arkadaşlar, işten çıkınca hemen her gün buraya ziyarete geliyorlar.
Bizim gidip destek istememize gerek var mı? Bu bölge bir sürü fabrikanın olduğu bir yer ve buradan geçen minibüs şoförleri bile burada direniş olduğunu biliyor ve Tibet’e gelince “direniş yerinde inecek olan var mı?” diye soruyor. Onların bilmemesine imkân yok.
Sendikalaşma süreci başladığında sizler olası işten atılmalara ve olası bir direnişe ilişkin önceden hazırlık çalışmaları yapmış mıydınız?
Hayır.
Sendikanızdan gerekli desteği alabildiniz mi?
Sendikamızdan her türlü desteği alıyoruz. Hemen her ihtiyacımızı sendikamız karşılıyor. Daha bir ay bile tam olmadı ama sendikamız kişi başı yüz elli milyon para verdi.
Patrondan talepleriniz neler?
Bizim derdimiz patrona zarar ettirmek değil işe geri dönmek. Sendikalı olup maaşımıza zam yaptırmak, sosyal haklarımızı kabul ettirmek istiyoruz. İş güvencesi istiyoruz.
İçerde üretim devam ediyor mu?
Evet, içerde üretim devam ediyor. Hatta patron bizi işten atmadan önce, sadece Avrupa yakasındayken çalıştırdığı işçilere servis vardı. şimdi ise her yere servis koydu, maaşlara 30 milyon lira ve daha üzeri zam yaptı ki işçiler sendikaya üye olmasın. Arkadaşlardan sendikadan ayrılanlar oldu, ama biz tekrar ikna ediyoruz. şu anda üye olmayan çok az insan var.
üretimi durdurmak için herhangi bir girişimde bulunuldu mu?
Hayır, herhangi bir girişimde bulunulmadı. şimdilik yetki gelsin diye bekliyoruz. Yetki gelince o zaman içerdeki arkadaşlar gerekeni yapacaklar.
Atılan bütün arkadaşlar direniş alanına geliyor mu? Görevlileriniz var mı?
özel bir görevlendirmemiz yok, ama arkadaşlar sabah evlerinden geliyorlar. Düzenli olarak 6-7 kişi geliyor.
Direnişte son gelişmeler neler? Sizce bu direniş en fazla ne kadar sürer?
şu anda yetkiyi bekliyoruz. çalışma Bakanlığı bir ay geciktirdi, bir ay daha geciktiremez. Onun için en fazla bir ay daha sürer bu direniş. Bir yandan da mahkemeler var, işe geri dönüş davası açtık.
1 Mayıs Pazar günü alanlardaydık. Tibet’ten katılım nasıldı? Siz bu birlik mücadele ve dayanışma gününde neler beklediniz?
Petrol-İş’le birlikte 55-60 kişi gitti. İnsanlar korkuyor gitmekten. Aslında daha kalabalık olurdu ama televizyonlarda gördüklerinden korktular, olay çıkar diye gitmedi çoğu.
Sosyalist çevrelerin, dergi çevrelerinin, sendikaların ve derneklerin direnişe destekleri ne düzeyde?
Geliyorlar gazete, dergi bırakıyorlar sağ olsunlar. Daha fazla destek istiyoruz. Haber yapıyorlar bizim için iyi oluyor. Mesela patronlar bunu iyi yapıyorlar. Bizim patron şeref Yıldız, geçenlerde bizim sendikanın başkanının nasıl harcama yaptığına dair bir haberi kesmiş işyerine asmış.
Teşekkür ederim
link: Marksist Tutum, Tibet İşçileriyle Röportaj, 3 Mayıs 2005, https://marksist.net/node/369
Burjuvazinin “Anneler Günü”
Okurlarımızdan 1 Mayıs 2005 izlenimleri