1993 yılında Madımak Otelinde çıkarılan yangınla aralarında birçok sanatçı ve yazarın da olduğu 37 kişi katledilmişti. Dışarıda toplanan ve binlerce kişiden oluşan gerici güruh, otelin içindekilerin tümüyle yanarak can vermesini beklerken, sermaye devletinin kolluk güçleri herhangi bir müdahalede bulunmamışlardı. Dönemin DYP-SHP koalisyon hükümeti de olayı sessizlikle geçiştirmişti.
Katliam, 17. yıldönümünde birçok kentte mitinglerle bir kez daha lanetlendi. 1 Temmuzda İstanbul’da “2 Temmuz Sivas Katliamını Unutmadık, Unutturmayacağız!” adıyla gerçekleşen mitingde, kortejler Tepe Nautilus önünde toplandı ve Kadıköy Meydanına kadar yürüdü. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve çeşitli demokratik kitle örgütleri pankart ve flamalarıyla mitinge katıldı. Eylem boyunca atılan sloganlarda katliamın sorumluları lanetlendi.
Mitingin başında yapılan saygı duruşundan sonra katliamda ölenlerin adları okundu. Katılımcı kurumlar adına basın açıklamasını PSAKD Sultanbeyli Şubesi başkanı Sadegül Çavuş okudu. Çavuş şöyle konuştu: “17 sene önce Madımak’ta Alevileri, aydınları yakanlar, 1978 Maraş’ta yine Alevileri hedef almışlardı, 1980’de Çorum’da yine devletin hedefi aynı canlardı, gelişen toplumsal mücadeleyi yok etmek için toplumun diğer kesimlerine gözdağı vermek isteyen devlet yine Alevileri kurban seçmiştir. İmha ve inkar politikalarına aralıksız devam eden devlet daha öncesinde Ermenileri, Pontusları, Kürtleri, Lazları katledenlerle aynı zihniyetti. Bugün bu zihniyet hâlâ katliamlarla devam ediyor.”
Konuşmasının devamında, Madımak Oteli’nin müze yapılması talebinin oyalama taktikleriyle geçiştirildiğini, bununla yaktıklarını unutturmaya çalıştıklarını dile getirdi. Açıklamanın sonunda şu talepler sıralandı: Madımak müze olsun; din dersleri kaldırılsın; Diyanet İşleri kapatılsın.
Miting sahneye çıkan sanatçılar ve semahlar eşliğinde devam etti. Ardından Sivas’taki mitinge katılacak olanlar uğurlandı.
link: Marksist Tutum, Sivas Katliamı 17. Yılında Eylemlerle Lanetlendi, 3 Temmuz 2010, https://marksist.net/node/2462
İsmet İnönü, Kemalizm ve Demokrasi
Kapitalizm Gençliği Uyuşturuyor