Haber-İş sendikası ile Telekom patronu arasında sürdürülen toplu sözleşme görüşmeleri Telekom patronunun esnek çalışma, yeni işçi alımlarında asgari ücret üzerinden ücret ödenmesi gibi maddeleri dayatması nedeniyle grevle sonuçlanmıştı. Telokom patronunun amacı bir dahaki sözleşmede sendikanın yetkisini düşürecek uygulamaları kabul ettirerek sendikayı tasfiye etmekti. Aylarca süren görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca, Haber-iş 16 Ekim 2007 tarihinde yaklaşık 26 bin işçiyle Türkiye çapında greve çıkmıştı. Telekom grevinin başladığı ilk günden itibaren burjuva basın sabotaj yalanlarıyla grevci işçileri karalamaya çalıştı. Diğer bir yalansa Telekom işçilerinin 2,5 milyar maaş aldıklarıydı. İlerleyen günlerde yalan haber kampanyalarının yanına bir de polis baskısı eklendi. Gaziosmanpaşa’da grev gözcüsü işçileri direklere zincirle bağlayarak taşeron eliyle arıza giderildikten sonra polis, arsızca, “özür dileriz grev yazısını görmedik” demişti. Ardından Ümraniye’de saha dolabını açmaya çalışan taşerona müdahale eden işçilere silah çekildi. Bu olaya ilişkin haber de çarpıtılarak, silahı çekenin grevci işçilerden biri olduğu şeklinde verilmişti.
Diyarbakır’da ise, “haberleşme özgürlüğünü engellemek, çalışma özgürlüğünü engellemek, memura mukavemet, tehdit ve örgüt kurmak” iddiasıyla, aralarında sendika şube başkanı ve sekreterinin de bulunduğu 15 işçi gözaltına alındı. Savcılık dosyaya gizlilik kararı koyarak gözaltı süresini 4 güne kadar uzatabileceğini söyledi. Aynı ididalarla Batman’da 45 işçi gözaltına alınırken, Gaziantep’te de hiçbir gerekçe gösterilmeden 50 grevci işçi gözaltına alındı. Greve yönelik baskılar ve grev kırıcılığı nedeniyle Haber-İş sendikasının savcılığa yaptığı suç duyurularının sayısı şimdiden 500’ü geçmiş bulunuyor.
Telekom grevinin 29. günü olan 14 Kasımda, Türk-İş ve KESK’e bağlı çeşitli sendikaların şube yöneticileri, çeşitli kitle örgütlerinden gelen işçi ve emekçiler ve İstanbul Üniversitesinden öğrenciler, Telekom işçileriyle birlikte Beyazıt Meydanında toplanarak İstanbul Valiliğine yürüdüler. Valilik önüne gelindiğinde, greve yönelik saldırılar protesto edildi.
Kortejler oluşturulduğu sırada, bugüne kadar Telekom grevini karalamaktan öte haber yapmayan burjuva medyanın muhabir ve kameramanlarıyla işçiler asasında gerginlik yaşandı. Telekom işçileri “bizi çekmeyin, nasılsa ya çarpıtarak vereceksiniz ya da hiç yayınlamayacaksınız. Bizi değil gidin ağaca çıkan kediyi, kuşları falan çekin” diyerek tepki gösterdiler. Haber-İş 1 nolu şube başkanı Levent Dokuyucu, “çekimi yapanlar da bizim gibi işçi, onlar bizim sınıf kardeşlerimiz” diye seslenerek işçileri sakinleştirmeye çalıştı. Sonrasında Sultanahmet’te bulunan İstanbul Adliyesi önüne kadar yüründü. Burada Levent Dokuyucu bir açıklama yaptı. Grevi etkisiz hale getirmek isteyen Telekom il müdürünün taşeronlar eliyle grevi kırmaya çalıştığını anlatan Dokuyucu şunları söyledi: “İkitelli’de metro çalışması yapan firma telefon kablolarına zarar verdi. Taşeron firma il müdürünün talimatıyla hasarlı olan kabloları kesip sabotaj diyor. Neden? Çünkü böyle yaptığı zaman hem inşaat firması tazminat ödemekten kurtuluyor hem de Telekom o bölgedeki abonelere tazminat ödemekten kurtuluyor. Vali emir veriyor ve binlerce çevik kuvvet polisi taşeronların çalışmasını sağlamak için önlem alıyor.” Bu sırada işçiler, “İşçi düşmanı vali istifa”, “Tayyip’i alana Aydın Doğan bedava”, “Krala el etek, işçiye dayak kötek” sloganlarını attılar. Levent Dokuyucu sözlerini, “bu grevi para ile satın almayı düşünenler aldanıyor. 419 YTL asgari ücret ile çalışan işçi kardeşlerimiz bile, 5 liralarını bizler için topluyor. Telekom işçilerinin böyle sınıf dostları olduğu sürece kimse mücadeleden vazgeçmez” diyerek sona erdirdi. Açıklamanın ardından sendikacılar ve sendika avukatları Vali Muhammer Güler hakkında suç duyurusunda bulundular.
link: Marksist Tutum, Telekom İşçileri Valiliğe Yürüdü, 16 Kasım 2007, https://marksist.net/node/1664
Telekom Grevi Vesilesiyle Medyanın Rolü
Karların Üzerinde