Dalgaları karşılayan gemiler gibi, gövdelerimizle karanlıkları yara yara çıktık, rüzgarları en serin uçurumları en derin havaları en ışıklı sıra dağlara. Arkamızda bir düşman gözü gibi karanlığın yolu. Önümüzde bakır taslar güneş dolu. Dostların arasındayız! Güneşin sofrasındayız! Dağlarda gölgeniz göklere vursun, göz göze yan yana durun çocuklar. Tasları birbirine vurun çocuklar. Doldurun çocuklar, Doldurun doldurun doldur içelim. Başları göklere atalım serden geçelim... Heeey, nerden geçelim? Yalnayak koşarak devlerin geçtiği yerden geçelim. Heeey hop Heeeey hep birden geçelim Doldurun çocuklar, Doldurun doldurun doldur içelim. Dostların arasındayız! Güneşin sofrasındayız!
30 Ocak 2006
link: Nazım Hikmet, GÜNEŞİN SOFRASINDA SÖYLENEN TÜRKÜ, 30 Ocak 2006, https://marksist.net/node/645
... önceki yazı
Nurhak
Nurhak
sonraki yazı ...
Direnen işçiler yenilmezler
Direnen işçiler yenilmezler